İsrailliler psikolojik travma yaşıyor. Yaşadıkları için de
%74’ü İran’a karşılık verilmemesini istiyor. Çünkü aralarında eski
başbakanlardan Ehud Olmert ve Ehud Barak’ın da bulunduğu çok sayıda İsrailli
dinsel yorumlarla İsrail’in sonunun yaklaştığını düşünüyor.
Peki Türkiye dahil bazı Arap ve Müslüman ülkelerde durum ne?
Bu ülkelerin yandaş medyalarında İran’ın İsrail saldırısıyla
dalga geçen, küçümseyen ve her şeyin senaryo ve tezgah olduğunu söyleyen çok
sayıda haber, yorum ve program görüyorum.
Utanç verici.
Adamlar neredeyse İsrail’i savunacak kadar ileri gidiyor.
Bazıları da İsrail’e akıl verecek kadar küstahlaşıyor ve
İsrail’e ‘Şu Acemlere haddini bildirin’ tavsiyesinde bulunuyorlar.
Bunun bir tek nedeni var o da İran’ın Şii olması değil ABD
işbirlikçisi olmamasıdır. ABD ve İsrail müttefiki olduğu yıllarda Şah’ın Şii
olduğunu hiç kimse söylemiyordu bile.
Bunlar olurken İHH Başkanı Bülent Yıldırım’ın 14 Nisan
2018’de söylediklerini hatırladım. O gün Amerikan, İngiliz ve Fransız uçakları
Suriye’nin birçok bölgesini bombalamıştı. Bülent Yıldırım ise “Bugün atılan
füzeler içimizi serinletmedi. Çok az vuruş yapıldı ve o tesislerin yok
edilmediğini, tesislere bir zarar verilmediğini düşünüyoruz. Danışıklı dövüş
gibi bir atış yapıldığını düşünüyoruz” demişti.
Dönelim İran-İsrail konusuna…
İran’ın fırlattığı İHA, SİHA ve füzelerin çok azı hedefine
vardı ve iki askeri üs zarar gördü. Zarar görmesin diye İHA, SİHA ve füzeler
yola çıktığında israil uçakları havalanmış ve saldırı süresince havada dolaşıp
durmuş.
Peki İHA, SiHA ve füzelerin yola çıktığını kim bildirdi
İsrail’e?
Türkiye’deki Kürecik dahil ABD’nin bölgedeki üsleri.
Bu da yetmeyince bölgedeki ABD, İngiliz, Fransız ve Ürdün
hava savunma sistemleri ve uçakları İran’ın İHA, SİHA ve füzelerinin önünü
kesmek için sürekli hareket halindeydi.
Peki bu ülkeler ve bölgedeki Amerikan, İngiliz ve Fransız
üsleri olmasaydı İsrail ne yapacaktı?
Hiçbir şey?
195 gündür Hamas militanlarını yenemeyen İsrail’in İran’a
verebileceği tek zarar nükleer bombalarını kullanarak verebilir. Buna cesaret
eder mi bilinmez ama teke tek savaşta ve emperyalist ülkelerin ve
işbirlikçilerinin desteğinden yoksun bir İsrail’in sonu gelebilir.
İran; İsrail’e komşu bir ülke değil ama İran’ın desteklediği
Suriye ve Lübnan komşu ve Lübnan’daki Hizbullah’ın elinde en az yüz bin füze ve
belki de binlerce İHA ve SİHA var. Ve bunlar sıfır kilometreden fırlatılacağı
için hiç bir radara takılmaz , İsrail’in demir kubbesine yakalanmaz ve büyük
ölçüde hedeflerine varır.
Böyle bir olasılıkta İsrail’in işi çok zor ve böyle bir
zorluk sonucu İsraillilerin büyük bölümü kaçarak geldikleri ülkelere geri
döner.
Örneğin bir milyonu Rusya ve Ukrayna’ya.
Bir o kadarı Fas’A.
150-200 bini Türkiye’ye.
Şu anda İsrail’de yaşayan sekiz milyon Yahudi’nin ya
kendileri, ya da baba ve dedeleri son yüz yılda başka ülkelerden Filistin’e göç
etmiştir. Baba ve dedelerinin Filistin’de doğan Yahudiler ise nüfusun yüzde
beşi bile değil.
Tarihi gerçekler böyle diyor.
Siyonist ideolojiye ve ‘Nil’den Fırat’a Büyük İsrail
devletine’ inanarak Filistin’e gidip yerleşen farklı etnik kökenli Yahudiler,
Filistinlilerin toprağını ele geçirmek için her türlü kanlı eyleme kalkıştılar
ve öyle devam ediyorlar. 76 yıldır işgal altındaki Gazze ve Batı Şeria’da olup
bitenlerin tek nedeni budur. Öncesi de var ama özellikle 1948’de kuruluşundan
bu yana ABD, İngiltere ve emperyalist ülkelerin desteği olmasaydı bugün İsrail
diye bir devlet olmayacaktı ve biz olası İran-İsrail savaşını konuşmuyor
olmayacaktır.
Hikayenin özü budur.
tele1