Bununla birlikte, ABD’de yönetim çevrelerinde Ukrayna’daki
savaşı sona erdirecek bir çözüm bulmak için tartışmaların yoğunlaştığı da
görülüyor. Biden yönetiminin sıkıştırdığı Avrupa’dan ise ABD ile aynı hizada
olmayan sinyaller artıyor. Özellikle Almanya’nın Rusya ile Ukrayna’yı masaya
oturtma yönünde çabaları dikkat çekiyor.
TUYGAN: KÜRESEL GÜNEY İÇİN ŞARTLAR ELVERİŞLİ
Konuyla ilgili bugün Türk ve ABD’li iki emekli üst düzey
diplomatın Ukrayna’da son durumu ele alan görüşlerine yer vereceğiz. Öncelikle
Diplomatik Yorum adlı kişisel blogunda önemli dış politika değerlendirmeleri
yazan eski Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Ali Tuygan’ın görüşleri. Deneyimli
diplomat Tuygan Ukrayna ve Batı cephesinde bir savaş yorgunluğu olduğuna dikkat
çekiyor. Avrupa’daki ateşkes arayışlarından söz eden Tuygan, şartların Küresel
Güney ülkelerinin öne çıkması için elverişli olduğunu vurguluyor. Tuygan şöyle
yazıyor:
“Bugün inkar etmelerine rağmen bir savaş yorgunluğunu
yaşıyorlar. Üstelik, ezici savaşın sonu ufukta görünmüyor ve oyunun sonunun ne
olacağına dair net bir kavrayış da yok. Savaşın ilk yılında Başkan Zelensky
Batı başkentlerinde bir kahraman olarak sıcak bir şekilde karşılandı. Bugün
orada aynı coşkuyla karşılanıp karşılanmayacağı bir sorudur.
“(…) 7 Ekim Hamas saldırısının ardından Batılı ülkeler
İsrail’e koşulsuz desteklerini açıkladılar. Ancak sivil nüfus kayıplarının
artması ve Gazze Şeridi’nin enkaz haline gelmesiyle ateşkes
çağrıları yapılmaya başlandı. Öyleyse neden Ukrayna’da her iki tarafın da
geleceğe bakmasına ve daha fazla can kaybı ve yıkımın nasıl önlenebileceğini
görmesine olanak tanıyacak bir ateşkes sağlamaya çalışmıyorsunuz? Batı bunu bir
zayıflık işareti olarak görebilir ama Küresel Güney’in önde gelen ülkelerinin
ileri adım atmasına engel olan hiçbir şey yok.”
(Diplomatic Opinion, Ukrayna’da Oyunun Sonu Sorunu, 22 Nisan
2024)
ABD’Lİ BÜYÜKELÇİ: STRATEJİK YENİLGİ
Tuygan’ın yazısında atıf yaptığı ABD’nin eski Suudi
Arabistan Büyükelçisi Chas Freeman’ın değerlendirmeleri çok çarpıcı. ABD’de
devlet, medya ve iş dünyasında kilit konumlarda bulunan neo con/siyonist grubun
hedef aldığı devlet görevlilerinden biri olan Freeman 11 Nisan’da, şöyle
yazıyor:
“ABD’nin bir savaş kazanmasının üzerinden uzun zaman geçti.
Görünüşe göre bir savaşı daha kaybetmek üzereyiz: Ukrayna’daki savaş. Bu,
Rusya’yı ‘zayıflatma ve izole etme’ çabası olarak meşrulaştırılan bir vekalet
savaşıdır. Bu çabadaki stratejik yenilgimiz artık bizi kabul edilemez üç
alternatifle karşı karşıya bırakıyor. Rusya Ukrayna’yı parçalayıp boyut ve
nüfus olarak daha da küçülttüğünde bile Ukrayna’yı desteklemeye devam
edebiliriz. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un savunduğu gibi, Rusya’nın bize
karşı muhtemelen nükleer düzeyde yanıt verme tehdidine rağmen, savaşı
tırmandırabiliriz. Veya başarısızlıkla yüzleşebilir ve Rusya ile müzakere
ederek Ukrayna’da kurtarabileceğimizi kurtarabiliriz. Bu seçeneklerden
hangisini tercih edeceğimi biliyorum ve sizin de bildiğinizden şüpheleniyorum.
Ve bu akılsızca ve gereksiz savaş ne şekilde biterse bitsin, gelecekte
benzerlerinin olmayacağından emin olmalıyız…”
KASIM’DA İŞLER ZOR
ABD’li emekli Büyükelçi Chas Freeman’ın görüşleri, her ne
kadar ana akım mecralarda yer bulmasa da ABD hakim sınıfları içinde giderek
yaygınlaşan bir yaklaşımı yansıtıyor. ABD üniversitelerinde giderek yayılan
Filistin’e destek, İsrail’i ve ABD politikasını protesto eylemleri,
siyonist/neo-con güruhun ipleri elinde tuttuğu müesses nizamı sarsıyor. Son 50
yılın en politik gençlik hareketi olarak görülen eylemlerin çok önemli bir
ayırt edici özelliği var: Vietnam savaşına karşı eylemlere genel bir savaş karşıtlığı
damgasını vururken, bugünkü gösterilerde atılan sloganlar ve taşınan döviz ve
pankartlar incelendiğinde görülecektir ki ABD sistemi sorgulanıyor.
Sonuç olarak, İsrail’in saldırganlığı ve Ukrayna’daki
yenilgi, Kasım ayında yapılacak olan Başkanlık seçimlerine giden ABD’de
stratejik zorlukların katmerlenmesine yol açıyor.
aydınlık