3. İTTİFAK İÇİN GÖRÜŞMELER YAPIYORUZ
Örgütlenme çalışmalarını 81 il ve 900'den fazla ilçede
tamamladıklarını, üye sayısında 100 bini aştıklarını anlatan Erbakan,
"Biz, seçime girme yeterliliğini en kısa süre içerisinde ve milletvekili
transferiyle değil, bileğinin hakkıyla kazanan bir partiyiz." ifadesini
kullandı. Fatih Erbakan, sözlerini şöyle
sürdürdü:
"Bugün itibarıyla partimiz tek başına seçimlere
katılıp, büyük bir başarı ile çıkabilecek güce ve potansiyele sahiptir. Bununla
birlikte her zaman söylediğimiz gibi Türkiye siyasetinde 24 saat çok uzun bir
zamandır. Bugünden yaptığınız değerlendirmelerin gelecekte çok fazla karşılığı
olmayabilmektedir. Tabiri caizse 'Dereyi görmeden paçaları sıvamamak'
gereklidir.
Bugün itibarıyla seçimlere tek başına girebileceğimiz gibi
aynı zamanda üçüncü bir ittifakın omurgasını oluşturmak üzere de bir takım
değerlendirmeler, görüşmeler, müzakereler yapıyoruz. Bu iki seçenekten birini
uygulayabilmemiz mümkündür. Bütün bu değerlendirmelerimizde de en önemli mihenk
taşı vatanımızın ve milletimizin selameti ve kurtuluşudur."
“CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİ BAZI DEĞİŞİKLİKLERLE DEVAM
EDEBİLİR”
Konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan
Erbakan, sistem tartışmalarına ilişkin soru üzerine şunları kaydetti:
"Biz bu kadar Anayasa değişikliği yapılıp sistem
değiştirildikten sonra 'Yeniden geçmişe dönelim' demeyi çok uygun bulmuyoruz.
Ancak uygulanmakta olan sistemin mevcut haliyle aksayan taraflarının olduğunu
görüyoruz. Bağımsız medya ve bağımsız yargı konusu, kuvvetler ayrılığı
konusu... Örneğin kabinenin, milletvekillerinden seçilmiş Meclis'ten
belirlenmesi, Cumhurbaşkanı Yardımcılarının yine seçilmiş kimseler olması...
Aynı zamanda Meclis'e gensoru ve güven oyu gibi imkanların tekrardan sağlanması
gibi düzenlemelerle, yani kuvvetler ayrılığı, denetlenebilirlik, şeffaflık
prensiplerinin tam manasıyla uygulanması halinde mevcut sistemin devam
edebileceğini ifade ettik. Buna da, 'Demokratikleştirilmiş Başkanlık Sistemi'
dedik. Bizim önerimiz bu noktadadır."
“SÖZDE STRATEJİK ORTAĞIMIZ ABD'DEN BİZE HAYIR GELMEZ”
ABD’nin yeni Dışişleri Bakanı Blinken’ın Türkiye için “sözde
stratejik” açıklaması hakkında “Amerika da Türkiye’nin sözde stratejik
ortağıdır” değerlendirmesinde bulunan Dr. Erbakan, “Bizim yıllardan beri bir
platonik aşkla bağlı olduğumuz aşkımızın aslında karşılıksız bir aşk olduğunu
bir kez daha ortaya koyan Amerika’nın gerçek niyetini gerçek yüzünü milli
görüşün 50 seneden beri söylediği gerçekleri bizzat ortaya koyan itiraf eden
gerçekler. Amerika’nın yıllardan beri Türkiye’ye uyguladığı samimiyetsiz iki
yüzlü ve hatta düşmanca tavrı nedeniyle bizim aslında Yeniden Refah Partisi
olarak milli görüş olarak haklılığımızı ispatlamaktadır. Bizim yıllardan beri
söylediğimiz Amerika’nın Türkiye’nin bir sözde stratejik ortak olduğu gerçeğini
ortaya koymaktadır. Özellikle Blinken’in Türkiye’yi sözde stratejik ortak olarak
nitelemesi son derece samimi ve dürüst açıklama olmuş. Biz zaten bunu
biliyorduk. Biz de Amerika’nın bizim için bir sözde stratejik ortak olduğunu
biliyorduk” şeklinde konuştu.
KAFELER VE LOKANTALAR GEREKLİ TEDBİRLER ALINARAK
AÇILMALIDIR
Pandemi döneminde esnafa verilen yardımların yetersiz
kaldığını yapılan yardımlarla esnafın ayakta durmasının mümkün olmadığının
altını çizen Dr. Erbakan, "Bu şartlar altında en azından esnafı kredi
taksitlerinin en az 1 yıl ertelenmesi gereklidir. Kredi faizlerinin tamamı ile
silinmesi veya en azından bu faizlerinin yarısının devlet tarafından
karşılanması son derece önemlidir. Esnafa doğrudan nakit desteğinin artırılarak
devam ettirilmesi böyle sadaka boyutunda değil ciddi nakit desteklerinin
artırılarak devam ettirilmesi gereklidir. Esnafımızın doğalgaz, SSK primlerinin
de en azından bir yıl ertelenmesi gerekmektedir. Eğer bunlar olmazsa
esnafımızın milyonlarca esnafımızın ayakta kalması, aileleriyle beraber
milyonlarca insanımızın kurtuluşa erebilmesi mümkün olmaz” ifadelerine yer
verdi.
Bütün restoran ve kafelerin gerekli tedbirler alınarak ve
gerekli denetimler yapılarak acilen hizmete açılması gerektiğini söyleyen Dr.
Erbakan “İnsanlar Türkiye’de hepinizin bildiği gibi uçakla yan yana hatta omuz
omuza seyahat ediyor. AVM’lerde her türlü alışveriş yapılıyor binlerce insan
aynı çatı altında bulunuyor. Toplu taşıma araçlarında izdiham yaşanıyor.
Bunların hiç birinde sorun olmuyor ancak sıra restoranlara, kafelere gelince
hayır sizi kapatacağız, aylarca kapalı kalacaksınız. Berberler kuaförler en
riskli yerler buralar da hizmete devam ediyor. Etmesin diye söylemiyoruz ama
diğer taraftan restoran ve kafelere gelince kapalı tutuluyor. Yüz binlerce
mekan sahibi ve milyonlarca çalışan mağdur ediliyor. Bu uygulama sürdürülebilir
de değildir, mantıklı da değildir, adil de değildir” açıklamasında bulundu.