Türkiye'nin Libya'daki krizin çözümünün askeri değil siyasi olduğunun
her zaman altını çizdiğini ifade eden Çavuşoğlu, BM'nin bu konudaki
çözümünü desteklediklerini kaydetti.
Çavuşoğlu, Libya'da 24 Aralık 2021'de
seçimlerin düzenlenmesini memnuniyetle karşıladıklarını ifade
ederek şu değerlendirmelerde bulundu:
"Türkiye, Hafter ve destekçilerine karşı BM
tarafından tanınan Ulusal Mutabakat Hükümetinin talebine olumlu yanıt vermemiş
olsaydı Libya kaosa sürüklenirdi. Çabalarımız sayesinde rüzgarın yönü
değişti, böylece Libyalıların arasında diyalog ve BM'nin himayesinde uzlaşma
girişimleri oluştu."
BM sürecinin ve Libyalıların arasındaki diyalogda önemli
ilerlemelerin kaydedildiğine dikkati çeken Çavuşoğlu, bugün Libyalıların
kaderlerini kontrol altına alma ve ulusal çözüme ulaşma konusundaki samimi
çabalarını takdir ettiklerini vurguladı.
'Ateşkes korunmalı'
Sahadaki askeri durumun ve siyasi görüşmelerin birbirlerini
etkilediği gerçeğinin inkar edilemeyeceğini ifade eden Çavuşoğlu, bu nedenle
ateşkesin korunması gerektiğini belirtti.
Çavuşoğlu, geçmişteki hataların tekrarlanmaması ve
saldırıların hiçbir türüne tolerans gösterilmemesi gerektiğini vurguladı.
Libyalıların arasındaki diyaloğa desteğin devam edeceğinin,
barışçıl, kapsayıcı ve kalıcı siyasi çözümü teşvik edecek her türlü fırsatı
değerlendirmeye hazır olacaklarının altını çizen Çavuşoğlu,
"(Libya'da) Paralı askerler sorununa küresel bir cevap verilmesi
gerekiyor ancak her şeyden önce Ulusal Mutabakat Hükümetinin,
Hafter milisleri ve yabancı paralı askerleriyle ilgili
endişelerinin ve güvensizliğinin giderilmesi gerekiyor." ifadesini
kullandı.
Çavuşoğlu, Hafter'in meşru Libya hükümetine karşı
acımasız askeri saldırısı karşısında uluslararası toplumun
hareketsizliğinin Hafter'i cesaretlendirdiğini belirtti.
Hafter'in askeri üsleri işgal ettiğini, yabancı güçlere
veya paralı askerlere teslim ettiğini ifade eden Çavuşoğlu, bu üslerin Libya
halkının çıkarlarına hizmet etmediğini vurguladı.
'Libya krizi NATO için önemli sınavdır'
Çavuşoğlu, "Libya krizinin NATO için önemli sınavdır.
Yakın çevresindeki krizleri yönetme kapasitesini test ediyor. NATO ortaklarımıza
ittifakın Libya'nın güçlü askeri kurumlar inşa etmesine yardım etmesi
gerektiğini söylüyoruz." ifadesini kullandı.
Cezayir, Fas ve Tunus ile güçlü ilişkileri bulunduğunu
aktaran Çavuşoğlu, bu 3 ülkenin Libya krizinde oynaması gereken rolü
bulunduğunun her zaman altını çizdiklerini ve Avrupalı muhataplarına
Berlin Konferansı'nda yer almaları konusunda ısrar ettiklerini belirtti.
Çavuşoğlu, bu 3 ülkenin Libya konusunda yapıcı olduklarını
kaydetti.
Türkiye'nin Kasım 2019'da imzalanan anlaşma çerçevesinde
Libya'ya askeri eğitim verdiğini ifade eden Çavuşoğlu, Libyalıları,
düzenli ordu kurma, savunma alanında reform yapma, ülkelerinin istikrarına ve
toprak bütünlüğüne yönelik tehditlerle mücadele etmek kapasitelerini artırma
konularında yardım ettiklerini kaydetti.
Çavuşoğlu, bunların Berlin Konferansı'nın ve BM Güvenlik
Konseyinin (BMGK) kararlarına uygun olduğunu vurgulayarak BMGK'nin ilgili
kararlarının uluslararası toplumu Libya Ulusal Mutabakat Hükümetini tek meşru
hükümet olarak tanımaya çağırdığını ifade etti.
Doğu Akdeniz konferansı önerisi
Bakan Çavuşoğlu, "Doğu Akdeniz'de deniz
sınırlandırılması konusunda Mısır, Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum yönetimi veya
İsrail ile aranızdaki anlaşmazlıkları çözmek için ne önerirsiniz?"
sorusuna şöyle cevap verdi:
"Diplomatik ilişkilerimizin olduğu tüm kıyıdaş
ülkelerle konuşmaya hazırız. Libya ile deniz sınırlarımızın
sınırlandırılmasına ilişkin müzakerelerin ardından Mutabakat Muhtırası
imzaladık. Buna rağmen Yunanistan bizimle görüşmek istemiyor. Rumlar da Kıbrıslı
Türklerle görüşmüyor. Aksine Yunanistan ve Rum yönetimi Türkiye ve Kuzey
Kıbrıs'ı hedef alan bir yola girdiler."
Çavuşoğlu, barışçıl çözüm için ilk adım olarak Doğu Akdeniz
konusunda bölgesel bir
konferansın düzenlenmesini önerdiklerini belirtti.