Ağırdır, 'Sizce, gelecek seçimlerde sonucu Z kuşağı mı
belirleyecek?' sorusuna, "Z kuşağı, Y kuşağı gibi kavramlara benim
itirazım var. Bu, batıda geliştirilmiş bir teori ve kendine göre bir
açıklayıcılığı elbette var. Ama bizdeki mesele doğum tarihi değil. Gerçek
açıklayıcı olan şey, çocukluğu benim gibi kasabada geçen ya da sizin gibi
metropolde geçenler arasındaki fark" yanıtını verdi ve şöyle devam etti:
'Yüzde 50'den fazlası siyasi aktörlerden, ülkenin
geleceğinden umudunu kesmiş'
"Örneğin benim kızım 1983 doğumlu. Benim 18 yaşında
Ankara'ya gelip ‘Farklı insanlar, farklı fikirler, farklı diller var' deneyimimi
o 1-2 yaşlarında anaokullarında, kreşlerde daha erken deneyimledi. Dolayısıyla
bu, doğum tarihiyle ilgili değil. Çoklu kültürün içine doğmak yani nerede
yaşadığın daha belirleyici oluyor. Buradan baktığımızda Türkiye'deki seçmenin
3'te 1'i metropollerde doğup büyümüş. Geleneksellik, ataerkillik, kadın
meselelerini üreten bir takım olgular ya da dini referanslar metropollerde
doğan kuşaklar için aynı ağırlıkta, anlamda değil. Bizim araştırmalarımıza göre
bu insanlar hiyerarşik ve katı yapılara rıza göstermiyor, itiraz ediyorlar. Bu
kadar katı hiyerarşik düzenle sorunları var. Okulda öğretmenin anlattığı ya da
ders kitaplarında yazan doğruların değil, internette yazanların da doğru
olabileceğini görüyor. Bu insanların yüzde 50'den fazlası siyasi aktörlerden,
ülkenin geleceğinden umudunu kesmiş. Sandığa zaten yarısı gitmek istemiyordu
şimdiye kadar. Giderlerse de ataerkil düzene ya da bu kontrollü düzene itiraz
etmek için gidecekler. Önümüzdeki seçimlerde ne kadarının sandığa gittiği
belirleyici olacak. Daha özgürlükçü ve birey olmayı savunan partilere oy
verecekler.”
'Muhalefet güçlü olmadığı için iktidar seçim
mecburiyetinde hissetmiyor'
Ağırdır'ın 'Önümüzdeki yıllarda siyasette bizi neler
bekliyor' sorusuna cevabı şöyle oldu:
"2020 başlarken siyasi gerilimlerin artacağını
söylemiştim. 2021 yılında da bu gerilimler yoğun olacak. Olağan koşullardan
bakıldığında erken seçim olacağını sanmıyorum. Erken seçim olması için ön
koşullar var. Birinci koşul, iktidarın yönetim sisteminde hakimiyetini
kaybetmiş olması gerekir. Yanlış ya da doğru yönetiyorlar tartışılır ancak
devlet dediğimiz mekanizmaya hakimler. İkinci koşul, muhalefet öyle
güçlenmiştir ki parlamentoda ya da siyaset zemininde iktidarın yönetme
kapasitesi daralıyordur. Ancak muhalefette bir güçlenme söz konusu değil.
Üçüncü koşul ise iktidar sokaktaki hayatı yönetemiyordur. İşte burada bazı
belirtiler var. Pandemi, pandemiye eşlik eden ekonomik kriz, dış politikadaki
gerilimler gibi. Ama muhalefet güçlü olmadığı için iktidar seçim mecburiyetinde
hissetmiyor kendisini. O nedenle 2021 yılında da bu tartışmalar çok sert
olacak. 2022 yılına geldiğimizde evet, erken seçim olabilir. Ancak ben, 2023
seçimlerinin normal zamanında olacağını sanmıyorum.”