Sözlerinin başında yeni tip koronavirüs (Kovid-19)
salgınıyla mücadeleye değinen Kılıçdaroğlu, Kovid-19'un meslek hastalığı
sayılması talebine ilişkin olarak "Hep beraber sağlık çalışanlarını
alkışlıyoruz. Günün 24 saati çalışıyorlar, çocuklarını bile görmüyorlar.
Hayatlarını feda ediyorlar. Hayat kurtarmak için hayatlarını feda eden
insanların elleri öpülmez mi arkadaşlar? Bir istekleri vardı, Kovid-19
dolayısıyla hayatını kaybedenler için meslek hastalığı olsun. Bunu yapmadılar.
Vicdan yok mu sizde?" dedi.
Bu süreçte çok sayıda sağlık çalışanının hayatını
kaybettiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Şu soruyu sormak gerekir; Bütün
bunların sorumlusu kim? Bu ülkeyi yöneten kim? Bu ülkenin yönetiminde söz
sahibi olan kim? Her vatandaşımın sormasını istiyorum. Her vatandaşımız yeri
geldiğinde 'Dur arkadaş' diyebilmeli" ifadesini kullandı. Kılıçdaroğlu,
daha sonra Aslı Özkısırlar'ın ölümünü hatırlatarak şunları kaydetti:
"Aslı Özkısırlar. Bu genç kızımız 21. yüzyılda
hastanede yatak bulamadığı için hayatını kaybediyor. 'Bay Kemal' sorumlu
diyecekler. Beyefendi bu işin sorumlusu sensin sen, sen yönetiyorsun bu ülkeyi.
Dayısı olana ambulans hazır, peki ya garibana? 'Dostlarımızla iktidara
geleceğiz' diyoruz. Bizim dostlarımız halktır halk, garibanlardır.
'CHP gelse iktidarı yönetebilir mi diyorlar, bal gibi de
yönetir, açlık olmaz, sefalet olmaz'
Bakın değerli arkadaşlar. Tuttular ta Karadeniz'den
başladılar kalabalık kongrelere. Ya yanlış bu arkadaş. Kongreler yaptılar,
defalarca söyledik yanlıştır diye. Sorsunlar gazetecilere; CHP'nin kurultayı
nasıl oldu? Kurultayı yapmadan önce Sağlık Bakanlığı'na yazı yazdık 'Kongremizi
nasıl yapalım?' diye. Cevap verdiler, kapalı alanda yapmayacaksınız, sosyal
mesafeyi koruyacaksınız diye. Şimdi söyleyin bakalım devleti kim adaletle
yönetir, kim vatandaşlarına değer verir. CHP gelse iktidarı yönetebilir mi
diyorlar. Bal gibi de yönetir, açlık olmaz, sefalet olmaz."
'Allah aşkına kendinize Bilim Kurulu demeyin ya, bilime
ayıp'
Bu noktada Bilim Kurulu'na eleştiriler yönelten
Kılıçdaroğlu, "Bir de Bilim Kurulu var. Ne dedikleri, söyledikleri belli
değil. 4 Nisan itibariyle ABD'yi geçtik vaka sayısında. Dün 193 kişi hayatını
kaybetti. Nasıl yönetiliyor bu ülke? Bilim Kurulu hikaye tamamen. Hiçbirisinin
bilim ile ilgisi yoktur. Bilim Kurulu dediğin senin dediğin kurallara iktidar
uymazsa, izzeti ikbal ile çekileceksin oradan. Tam tersi oluyor. Bilim Kurulu
ayrı havada, Sağlık Bakanı ayrı telden çalıyor. Allah aşkına kendinize Bilim
Kurulu demeyin ya, bilime ayıp. Saray ise kaç kişi ölürse ölsün diyor"
diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, bunun bir faturası olduğunu belirterek şöyle
devam etti:
"Kime çıkıyor bu fatura? Saray ve beslemelerinin durumu
çok iyi. Beş ayrı yerden maaş alıyorlar. Vergi de ödemiyor bunlar. O da başka
kurumlar tarafından ödeniyor. Sarayda lale devri yaşanıyor. Bir elleri yağda,
bir elleri balda. 193 kişi hayatını kaybetmiş insan gece uyuyamaz ya. Bunların
umurlarında değil. Bekledikleri tek şey ceplerini doldurmak. Bunların derdi o,
tefecilere çalışıyorlar. Beşli çetede memnun hayatından peki esnafın, manavın,
taksicinin, apartman görevlisinin, simitçinin bunların durumu nedir? Saray
biliyor mu? Sarayın umrunda bile değil. Bin lira verdim idare edin. Sen bir ay
geçin bakalım. Sen bin liraya para bile demiyorsun. Senin gözünün önünde
Amerikan doları var.
'Bu esnaf sana sandıkta hesabı soracak ben bunu
biliyorum'
Arkadaşlarımızı illere gönderiyoruz. Isparta'da esnaf diyor
ki; 'Ramazan'da kapatıyoruz.' Senin en çok kazanacağın dönemde kapatan kim?
CHP'de kongre yaptı. Bir kişinin burnu kanadı mı? Sağlık sorunu yaşadı mı?
Hayır. Her 100 metrede bir dükkan kapatıldığını görüyoruz. Geçinemiyor adam.
Kirayı ödeyemiyor. Saray'dakiler bunu biliyor mu? Bilse ne olur? Onun gözünde
esnaf yok ki zaten. 'Nasılsa vururum ensesine tokatı alırım oyu' diyor. Bu
esnaf sana sandıkta hesabı soracak ben bunu biliyorum."
'Emekli ikramiyelerini en az 1500 lira yapacağız'
Kılıçdaroğlu, daha sonra emeklilere seslendi. "İki maaş
ikramiye alman için verdiğimiz mücadeleyi düşün. Emekliyi öyle bir hale
soktular ki, gramla et alıyorlar. Emekli ikramiyelerini en az 1500 lira
yapacağız" diyen Kılıçdaroğlu, devamında "İstanbul'da Nişantepe'ye
gittim. Erdoğan'ın gidip orayı görmesi lazım. Afrika'da değil orası Türkiye'de.
Altında uçakların var, hiçbir padişaha nasip olmayacak şekilde sarayların var.
Milletin perişanlığını görmüyor musun? 2002 yılında en düşük emekli aylığıyla 7
çeyrek altın alınabiliyor. Şimdi 2 çeyrek" ifadesini kullandı.
Genç işsizlik sorununa da değinen Kılıçdaroğlu, "Ya
gençlerimiz? İşsizler. Bunların hali ne olacak? Gençlere sözüm var, sizin
elinizden alınan bütün hakları size iade edeceğiz ve tamamını telafi edeceğiz"
dedi.
'Gençler sizin nefesinizi kesiyorlar, boğazınıza
biniyorlar'
Boğaziçi Üniversitesi'nde Prof. Dr. Melih Bulu'nun ocak
ayında rektör olarak atanmasıyla başlayan protestolarla ilgili olarak
değerlendirmelerde bulunan Kılıçdaroğlu, "Zulüm var. Zulümle yönetiyorlar.
Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri... Silah var mı yok? Saldırı mı var, yok?
Boğazını sıkıyor. 'Talimat geldi.' Sevgili gençler, talimatı verene dikkat
edin. Sizin nefesinizi kesiyorlar, boğazınıza biniyorlar. Neden gençlere
haklarını arıyor diye bir korku, kaygı içindeler" diye konuştu.
'128 milyar dolar nereye gitti?'
Kılıçdaroğlu, konuşmasında Türkiye Cumhuriyet Merkez
Bankası'yla (TCMB) ilgili ileri sürülen 'rezervler azaldı' iddiasına yer verdi.
"Sordum, 128 milyar dolar nereye gitti? Bu sorunun cevabını almış değiliz.
Cevabını veremiyorsa sarayın bekçisine söylesin, o cevap versin. Bizim için
fark etmez" ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, "Esnafa sordum, 'Biz
almadık' diyor. Simitçiye soruyorum, 'Dalga mı geçiyorsun?' diyor. 128 milyar
dolar nereye gitti diye soran Merkez Bankası Başkanı'nı neden görevden
aldınız?" dedi.
'Ülkücü kardeşlerim, hiç meraklanmayın, milliyetçiliğin
ne olduğunu Bahçeli'ye de göstereceğim'
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi eleştiren Kılıçdaroğlu,
"Onun tek derdi var, sarayın bekçiliğini yapmak. Ülkücü kardeşlerime şunu
söylemek isterim. Hiç meraklanmayın, ben milliyetçiliğin ne olduğunu Bahçeli'ye
de göstereceğim, dünyaya da göstereceğim. Ben saray beslemelerine asla itibar
etmeyeceğim" açıklamasında bulundu.
'Bu kadar saçmalığı Türkiye Cumhuriyeti hiç görmedi'
Kılıçdaroğlu, 104 emekli amiralin Montrö Boğazlar
Sözleşmesi'yle ilgili yayınladığı bildirinin ardından başlayan tartışmaları
değerlendirdi. 'Darbe' iddiasına tepki gösteren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Çiftçinin derdi dile gelmesin, işsizlik sorunu
konuşulmasın, milletin dikkatini bir yere çekelim... Koro halinde, zaten bunlar
daha önce TV'lerde söylendi. Sen çıkıp en başta 'Lozan da, Montrö de bizim
güvencemizdir' desen bir şey olmayacak. Niye sesini çıkarmıyorsun? 'Bunlar
darbeci.' Yok kardeşim, millet de yemiyor bunları. Millet 'Ben açım, dükkan
kapalı, ne diyorsun?' diyor. Ne darbesi ya? Ya bunlar emekli, dünyanın
neresinde emekli darbe yapmış? Bu kadar saçmalığı Türkiye Cumhuriyeti hiç görmedi."
Hürriyet gazetesine tepki: Medyanın amiral gemisiydi,
şimdi kuyrukta sandal bile olamaz
Kılıçdaroğlu, bu noktada Hürriyet gazetesine de eleştiriler
yöneltti. Dün Sabah, Akşam gazeteleri ile birlikte Hürriyet'te de yayınlanan
'Darbe bildirisini imzalayan emekli amirallerden 4'ü CHP üyesi çıktı' başlıklı
habere atıfta bulunan Kılıçdaroğlu, "Hürriyet gazetesi üzerinden CHP'ye
saldırıyorlar. Üzülüyorum, medyanın amiral gemisiydi, şimdi kuyrukta sandal
bile olamaz" görüşünü dile getirdi. (Söz konusu haberde, Montrö
bildirisini imzalayan amirallerin CHP üyesi akrabalarının isimlerine yer
veriliyordu.)