Saadet Partisi Genel
Merkezinde bir saat süren görüşme sonrası Uysal ve Karamollaoğlu, basın
toplantısı düzenleyerek gazetecilerin sorularını cevapladı.
Boğaziçi Üniversitesine
ilişkin soru üzerine Karamollaoğlu "Öğrencilerin hareketlerini bir terör
hareketi gibi takdim etmek aslında çok yanlış. Öğrenciler haklı da olabilirler
haksız da olabilir ama bir konuda kendi tepkilerini, düşüncelerini hep birlikte
gündeme getiriyorlarsa bunu bir terör faaliyeti gibi görmek, göstermek en büyük
hata olur." cevabını verdi.
Uysal da "Boğaziçi
meselesini çok tartıştık tartışmaya da devam edeceğiz. Hiçbir ülke kendi
başarılı kurumlarını, evlatlarını ve gençlerini böyle bir tartışmanın
içerisinde bilerek ve isteyerek gönül arzu eder ki düşürmesin ama Türkiye
düşürdü." diye konuştu.
Uysal, İçişleri Bakan
Yardımcısı İsmail Çataklı'nın "Kimseye devletin gücünü sınamasını tavsiye
etmeyiz." sözlerine ilişkin, şunları söyledi:
"Bir devletin
herhalde en son gücünü sınayacağı unsur kendi öğrencileridir, kendi
evlatlarıdır. Bu meseleyi de siyasi rekabette ifade ettiğim, cephane haline
getirmek, terörize etmek ve kriminalize etmek bir usul ama bu propagandaya,
geniş kitlelere çok prim verdiği kanaati içerisinde değilim."
Türkiye'nin nicelikten
daha ziyade niteliğe önem veren bir anlayışı konuşması gerektiğine dikkat çeken
Uysal, "Öğrencilerimizi kriminalize etmenin 80 öncesi bu ülke büyük
bedellerini ödedi." dedi.
Hangi teklifleri getirecekler
açıkçası ben de merak ediyorum
TBMM Başkanı Mustafa
Şentop'un, "Yeni anayasa konusunda niyet okumayı bir kenara bırakarak,
herkesin bu işin olabilirliğini, gerçekleşebilirliğini denemesi gerekir."
açıklamalarının sorulması üzerine Uysal, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Dün reform, bugün
anayasa. İktidar için sözün bittiği yerdeyiz, iddialarıyla sınanmış, kaybetmiş,
söylem üstünlüğünü büyük ölçüde tüketmiş bir taktiksel mesele olarak anayasa
meselesinin sadece bir değişiklik değil, bir yeni anayasa yapma değişikliğini
gündeme getirdiler. Hangi teklifleri getirecekler açıkçası ben de merak
ediyorum. Hani zaman zaman ifade ediyorum, bağımsız hale yargıyı getirelim de
üstünü örttükleri bakanları mı yargılansın, bunu mu teklif edecekler."
Gültekin Uysal,
Türkiye'nin derinden nefes almaya ihtiyacı olduğunu belirterek, "Öncelikle
böyle bir iklim yok, bilerek ve isteyerek toplumsal iklimi, siyasal iklimi
zehirleyen bir dil kullanacaksınız, öbür tarafta büyük bir ekseriyetle
uzlaşmanın icap ettiği bir anayasa meselesini Türkiye'nin gündemine
getireceksiniz. Niyetle iradenin çakışmadığını her meselede olduğu gibi burada
da görüyoruz." şeklinde konuştu.
Bunun çok kolay
olmadığı görülüyor
Uysal, şu açıklamalarda
bulundu:
"Demokrasi eşittir
kuvvetler ayrılığıdır, bugün kuvvetlerin uyumu diyerek propagandası yapılan bir
fiili rejim var. Temkinli bir iyimserlik içerisinde ben de Türkiye'ye ne teklif
edeceklerini bekliyorum ama özelde Meclis'teki temsil oranlarına ve sayılara
baktığınızda da bunun çok kolay olmadığı görülüyor. Diğer siyasi partilerin
muhalefette tutum ve davranışları ortak bir paydada, demokrasi ortak
paydasında, adalet ortak paydasında zaten bütünleşiyor. Bu noktalarda bir temel
farklı ayrışım bakış açısı olan iktidarın hangi uzlaşma alanını zorlayarak
bunları teklif edecek açıkçası merak ediyorum. Bir yürüyüşlerine bakmak
lazım."
Anayasayı bile kale
almazken şimdi değişiklikler yapsanız ne yazar
Temel Karamollaoğlu da
"Anayasa değişikliğinden önce zihniyet değişikliğine ihtiyaç var
Türkiye'mizde. Siz mevcut Anayasa'yı bile kale almazken şimdi değişiklikler
yapsanız ne yazar. Önce bu tavır değişecek, önce siz Anayasa'ya ve kanunlara
uyacağınızı bugünkü tavrınızla ortaya koyacaksınız ki yapacağınız anayasa
değişikliğinin bir faydası olsun. Bugün Anayasa'ya uymadığı çok açık net
bugünkü iktidarın." görüşünü dile getirdi.
Gelin bakalım birlikte
bu işi yapalım, demesi icap eder
İktidarın, Meclis'te
Anayasa'yı değiştirecek yeterli çoğunluğunun olmadığını ifade eden
Karamollaoğlu, şunları kaydetti:
"Bu değişiklik
çalışmalarına başlarken muhalefete 'gelin bakalım birlikte bu işi yapalım'
demesi icap eder. Çünkü kendi tek başına bir değişiklik teklifini Meclis'e
getirse geçmez. Bu bilinirken ben muhalefetle irtibat kurmadan 'bu değişikliği
Meclis gündemine getireceğim', getir. Bir defa iktidar bu mantığından
vazgeçmeli.
Ben bu anayasa
değişikliği iddialarının sadece ve sadece Türkiye'de gündemi değiştirmeye matuf
çalışmalar olduğu kanaatindeyim. Ciddiyet varsa samimiyet varsa ilk yapacakları
iş Meclis'te gücü olan siyasi partileri ve yöneticilerini çağırıp onlarla
'nasıl bir değişiklik yapalım' diye konuşmalarıdır."
Karamollaoğlu,
"Kanunları kolay değiştirebilirsiniz Meclis'te, Anayasa'yı
değiştiremezsiniz, büyük bir çoğunluğa veya en azından referanduma ihtiyaç
duyulur." diye konuştu.