Türkkan, Boğaziçi Üniversitesi'nin kavgadan uzak bir
geleneği olduğunu, AK Parti iktidarının bunu da yerle bir ettiğini savundu.
Öğrencilere uyarılarda bulunan Türkkan, "Demokratik
tepkilerini ortaya koyarken tuzaklara gelmemeliler, haklıyken haksız duruma
düşmemeliler, farklı hesaplar peşinde olanlara karşı dikkatli olmalılar.
Aralarına mutlaka provokatör eylemciler girecektir. Onlara müsaade etmemeliler.
Orada görev yapan polisler de bu provokatörleri ayırmalılar." diye
konuştu.
Boğaziçi Üniversitesi'ndeki olayların nedeninin gölgelenmeye
çalışılmamasını isteyen Türkkan, "Mesele kifayetsiz, intihalci kayyum
rektördür. O rektör görevi iade etse 'İstenmediğim yerde görev yapmam' dese
hiçbir sıkıntı çıkmayacak." ifadelerini kullandı.
'AK Parti olayları büyütmek istiyor'
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun eylemlere ilişkin,
"Türkiye ayağa kalksa izin vermem" şeklindeki sözler aktardığını dile
getiren Türkkan, "AK Parti Boğaziçi Üniversitesi'ndeki olayları durdurmak
değil büyütmek istiyor. Gezi benzeri toplumsal olaylara dönüşmesini istiyor ve
bunun için kışkırtıyor. AK Parti'nin Gezi olaylarında da daha önce kurduğu bu
oyuna düşmemek gerekir. AK Parti hazırladığı yeni anayasa öncesi toplumsal
tansiyonu yakın zamanda sokağa taşımak istiyor." görüşünü dile getirdi.
AK Parti'nin yaptığı olağan kongreleri eleştiren Türkkan,
"iktidarın 20-30 kişinin gideceği lokantaları kapattığını ama buna karşın
binlerce insanın kongrelerde bir araya getirdiğini" savundu.
Ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Türkkan,
Türkiye'nin en önemli sorununun ekonomi ve işsizlik olduğunu ancak hükümetin
anayasa tartışmalarıyla gündemi değiştirdiğini iddia etti.
Her kalemde zamların yapıldığını dile getiren Türkkan,
vatandaşlardan toplanan yaklaşık 147 milyar liralık deprem vergisinin
akıbetinin bilinmediğini öne sürdü.
Hükümetin tarım politikasını da eleştiren Türkkan,
Türkiye'de nisan ayında temel gıdaya erişimde sıkıntı yaşanabileceğini
belirtti.
Rusya başta olmak üzere birçok ülkenin tarım ürünleri
ihracatına ek vergiler getirerek kısıtlamaya gittiğini ifade eden Türkkan,
"Artık ürün yok, kuyruk var. Ucuz ekmek kuyruğu, ucuz elma kuyruğu, ucuz
karnabahar kuyruğu, bedava yumurta kuyruğu var. Geldiğimiz noktada yağ
kuyrukları artık uzak görünmüyor. Mart ayı itibarıyla yağ temininde de sorun
yaşayabiliriz." dedi.
Türkkan, "Çözüm olarak buldukları yöntem 1840 yılından
beri var olan PTT'yi markete çevirmek. PTT yağ satacakmış. Türk Telekom da bal
satsın. 'Banka kumaş mı satar?' deyip Sümerbank'ı kapattılar, şimdi PTT'ye yağ
sattırıyorlar. Bunların Şakülü kaymış. 18 yıldır ülkeyi yöneten iktidarın
ülkeyi sürüklediği noktada yokluk ve kıtlık artık çok yakın." değerlendirmesinde
bulundu.
Gazeteci Yetkin: Erdoğan, yeni anayasayı daha güçlü
başkanlık için istiyor
Tarım sektöründe agresif sübvansiyon önerisinde bulunan
Türkkan, bu adımın atılmasının istihdama
etkisinin olumlu olacağını kaydetti.
Yeni anayasa tartışmaları
Yeni anayasa tartışmalarına ilişkin değerlendirmelerde
bulunan Türkkan, "Bunlar denizi tükettiler, yeni bir şey uydurmaya
çalışıyorlar. Yeni anayasa konusunda ne yapacaklarını, ne ifade edeceklerini
bilmiyoruz ama bildiğimiz ellerinde bir şey kalmadığıdır. Yeni anayasa ile
toplumu bir müddet daha oyalamaya
çalışacaklar." diye konuştu.
Daha önce de anayasanın değişikliğinin yapıldığını ve
yapılan uyarılara rağmen Türkiye'nin tek adam rejimine mahkum edildiğini öne
süren Türkkan, "Yeni anayasadan bekledikleri bir şey var. O da tek adam
rejimini biraz daha oturtmak. Sistemle ilgili bir problemleri yok. İYİ Parti
olarak Türkiye'yi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi dedikleri bu ucube sistemden
kurtaracak her türlü işbirliğine hazırız. Bunların getirdiği anayasa teklifi,
sadece bu ucube sistemini biraz daha tek adam sistemini güçlendirecekler. Tek
adamın altında hiçbir şey bırakmayacak yeni bir değişiklik öneriliyor."
dedi.
Türkkan, bir darbe anayasası olan 1982 Anayasasının mevcut
anayasadan daha demokratik olduğunu savundu.
1982 Anayasasında bakanlara soru sorup, gensoru
verebildiklerini belirten Türkkan, şimdi ise her şeye muktedir ama sorumlu
olmayan bir cumhurbaşkanlığı sistemiyle karşı karşıya olduklarını söyledi.
Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle her türlü işlemin
yapıldığını dile getiren Türkkan, şöyle konuştu:
"Her şey yapmaya muktedirler. Yeni istediği neler
olabilir? Türkiye'nin başına daha büyük bela getirebilecek yeni bir düzenleme
hazırlıyorlar. Biz buna asla razı olmayız. Türkiye'nin başına musallat olmuş bu
sistemi göndermek için çağrı yaparken durumu daha ağırlaştıracak, demokrasiyi
karartacak yeni düzenlemenin karşısında oluruz. Bu bizim gelecek nesillere ve
Türk milletine borcumuzdur. Bu totaliter rejimi gönderene kadar mücadele
edeceğiz."
Türkkan, Anayasa Mahkemesinin Enis Berberoğlu'na yönelik
vermiş olduğu karara ilişkin, "Türkiye'de bütün kurum ve kuruluşlar
tarumar edildi. Anayasa Mahkemesi kararını tanımamak için adeta çalının
etrafından dolaşılıyor. Anayasa Mahkemesi oy birliğiyle bu kararı aldı.
Türkiye'de Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulamamak Türkiye'yi baştan aşağı
kurum ve kuruluşlarıyla yıkmak demek. Hukukta böyle bir şey mümkün değil. Yerel
mahkemenin 'üst mahkeme kararını tanımıyorum' demesi bu ülkede artık hukukun
değil, tek adam rejiminin 'ben ne dersem o ulur' düzenin geldiği anlamına
gelir." ifadelerini kullandı.