Sözlerinin başında 104 emekli amiralin Montrö Boğazlar
Sözleşmesi'yle ilgili yayınladığı bildiriyi değerlendiren Akşener, "Son
dönemde bir modadır aldı başına gidiyor, 'gece vakti ortalığı karıştırma
modası.' İstifa eden bakan mı dersiniz, görevden alınan bürokrat mı, feshedilen
anlaşmalar mı... Gece uykusu kaçan 'Ne yapsam da ortalığı karıştırsam' diye iş
başına geçiyor" dedi.
Akşener, "Bu modanın son örneği olarak cumartesi gece
yarısı 104 emekli amiral bir bildiri paylaştılar" ifadesine yer verdiği
konuşmasına şöyle devam etti:
"İktidar darbe edebiyatıyla 4 gün daha milletin
dertlerini konuşmaktan kurtuldu. Salı günleri partisinin grubunda konuşacak
grubunda konuşmakta zorlanan küçük ortağa
yeni bir malzeme çıktı. 'Biz söz de karar da milletindir' diyenleriz.
Vesayetin üniformalısına da, cübbelisine de, lacivert takımlısına da karşı
durduk. Durmaya devam edeceğiz."
Sözlerinin devamında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a
seslenen Akşener, "Millet seni oraya sarayda sefa sür diye oturtmadı.
Allah aşkına bir kez olsun eşin, dostun, yandaşın yerine milletimize faydan
olsun" diye konuştu. Akşener, şöyle devam etti:
"Geçen hafta Konya'da, geçtiğimiz hafta sonu da
Hakkari'deydik. Milletimizin dertlerini dinledik. Hakkari'de kapanan sınır
kapıları yüzünden ticaret durmuş, vatandaş şikayet ediyor. Bir eczacı kardeşime
'askıda mama kampanyası var mı' dedim, 'var' dedi. Veresiye defterinde liste
uzadıkça uzuyor. Ayakkabıcı dükkanında, 'siftah yapmadım, 20 yılda kazandığımızı
2 yılda erittik, dayanacak gücümüz kalmadı' dedi. Bu insanlarımızın sesini
duyan, çare sunan yok.
'Darbe olur mu olmaz mı tartışması bebek mamasını askıdan
indirmiyor'
Bu durumun artık şakası yok. Yokluk içinde yitip giden
hayatlardan bahsediyorum. Herkesin bir şeyi çok iyi anlaması lazım. 'Darbe olur
mu olmaz mı' tartışması, bebek mamasını askıdan indirmiyor, amirallerin
rütbeleri sökülsün mü sökülmesin mi polemiği çaresiz gençlerimize iş bulmuyor.
Sayın Erdoğan, böyle devlet yönetilmez, anlamsız polemiklerle uğraşacağına
Piraye'yi ve Hasan'ı dinle. Mağdur edebiyatından siyaset devşirmeye
çalışacağına, bugün yarın dükkanı kapatacağım diyen Hasan kardeşimi
dinle."
'Birader buyur bekleriz, adresimiz bellidir'
Akşener, Çin'in Ankara Büyükelçiliği'nin Ankara Büyükşehir
Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve kendisinin paylaşımlarına verdiği yanıtı da
eleştirdi. "Birader bunun anlamı ne? 'Çin tarafı haklı tavrını saklı
tutuyor.' Buyur buradan yak. Birader buyur bekleriz. Bak sen hele. Adresimiz
bellidir" diyen Akşener, "Bizim herhangi bir ülkenin egemenliği ile
ilgili sorunumuz yok. Ama Çin'in Uygur kardeşlerimize yaptığı zulümle ilgili
çok büyük bir sorunumuz var. O pis elinizi Uygur’un sinesinden çekene kadar
mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz, bunu da böyle bilesiniz" diye konuştu.
Çin'in Ankara Büyükelçiliği'nin açıklamasında “Xinjiang
(Sincan) Uygur Özerk Bölgesi, Çin toprağının ayrılmaz bir parçasıdır. Bu
dünyaca kabul edilen ve tartışılamaz bir gerçektir. Çin tarafı, herhangi bir
kişi veya gücün Çin’in egemenliğine ve toprak bütünlüğüne herhangi bir şekilde
meydan okumasına kararlılıkla karşı çıkmakta ve bunu şiddetle kınamaktadır. Çin
tarafı, haklı karşılık verme hakkını saklı tutmaktadır” ifadeleri yer almıştı.
'Neymiş, İşsizlik Sigortası Fonu'na çok yüklenmişler,
sanki babanızın malı'
Akşener, hükümetin ekonomi politikalarını da eleştirdi. Yeni
tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının ekonomiye etkilerini hatırlatan Akşener,
bu kapsamda yatırılmaya başlanan kısa çalışma ödeneğinin sonlandırılmasına
tepki gösterdi. Akşener, şunları söyledi:
"Neymiş, İşsizlik Sigortası Fonu'na çok yüklenmişler.
Sanki babanızın malı. Şubat 2021'de 1 milyon 296 bin kişi kısa çalışma ödeneği
aldı. Bu çalışanlara yapılan ödeme ortalama 1588 lira. Bunu kesince ne olacak?
İşveren onları çıkaracak. O zaman devlet ne yapacak? Devlet o zaman ortama 1360
lira işsizlik maaşı ödeyecek. Yani fondan neredeyse aynı para çıkacak.
1.5 milyon kardeşimiz üretimden çıkarsa, 45 milyar liralık
milli gelir kaybıyla karşı karşıya kalacağız. Sayın Erdoğan anladık devlet
yönetmeyi bilmiyorsun, ekonomiden de anlamıyorsun Allah aşkına matematik de mi
bilmiyorsun?"