İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), geçen yıl panedeminin
baş göstermesiyle hayata geçirdiği İBB Bilimsel Danışma Kurulu; alanında uzman
ve yetkin isimlerle faaliyetlerini sürdürüyor. Bilimin ve dünya genelinde
yaşanan gelişmelerin ışığında tavsiyelerde bulunan kurul, vaka ve ölüm
sayılarındaki artışın kaygı verici seviyeye ulaşması üzerine acilen alınması
gereken tedbirleri 6 başlıkta açıkladı.
Türkiye 5. sırada
1 Nisan 2021 itibariyle, günlük vaka sayısının 40 bin 806,
vefat sayısının ise 176 olarak Sağlık Bakanlığı tarafından açıklandığını
belirten İBB Bilimsel Danışma Kurulu; Türkiye’nin son 24 saatteki yeni vaka
sayısı ile dünyada 5. sıraya çıktığı vurgulandı.
İstanbul’da Şubat ayı sonunda 100 bin nüfus başına 89.8 olan
vaka sıklığının 4 kat artarak; 19-26 Mart haftasında 401. 62’ye yükseldiği
bilgisini paylaşan kurul, İstanbul’un 100 binde vaka sayısı bakımından
Samsun’dan sonra 2. sıraya yerleştiğinin de altını çizdi.
'Hızlı artışa rağmen kısıtlamalar gevşetildi'
Kurulun açıklamasında ayrıca; Şubat ayının ortasından
itibaren saptanan hızlı artışa rağmen, 2 Mart’ta hükümet tarafından kontrollü
normalleşme kararları alındığı ve aynı tarihte bir İçişleri Bakanlığı genelgesi yayınlandığı
kaydedildi. Genelge ile kapalı olan restoran ve kafeler yüzde 50 kapasiteyle
açıldığına, il risk durumuna göre sokağa çıkma kısıtlamasından toplu
etkinliklere kadar çeşitli alanlarda mevcut kısıtlamaların gevşetildiğine
dikkat çekildi.
'Geçen yıl camiler kapatıldı'
Pandeminin başladığı geçen yılın oranlarının bu yıla göre
yüzde 10 seviyelerde olmasına karşın, camilerin kapalı olduğu, toplu ibadetlere
izin verilmediği hatırlatılan bildiride ayrıca şu detaylar paylaşıldı:
“30 Mart 2021’de bunlara ek olarak İstanbul İl Hıfzısıhha Kurulu’nca ‘’daha önce
faaliyeti durdurulan halı saha, yüzme havuzu vb. tesislerin (seyirci alınmamak
kaydıyla), internet kafe/salonu, bilardo
salonu, lunapark, hamam, sauna, masaj salonu gibi işletmelerin açılmasına karar
vermiştir. Ayrıca ülke genelinde, yaklaşan Ramazan ayı süresince camilerde
toplu teravih namazları kılınacağı açıklaması yapılmıştır. Epidemiyoloji
bilimi, pandemi ile mücadelede alınacak önlemlerin neler olacağına olgu sayısı
artışı, bulaşma katsayısı, aşılama oranları, sağlık kapasitesi gibi verileri
kullanarak bilimsel kriterlerle karar verilmesi gerektiğini söylemektedir.
Halkımızın sağlığı söz konusuysa ve bir hafta içinde salgın nedeniyle 1000
vatandaşımız ölüyorsa ekonomik veya siyasi gerekçelerle tedbirlerin
gevşetilmesine seyirci kalınmaması gerektiği düşüncesindeyiz. Vaka ve ölüm
sayıları artar, sağlık çalışanlarımız tükenmiş ve sağlık kapasitemiz doluluk sınırına
ulaşmışken tedbirlerin azaltılması büyük bir çelişki yaratmaktadır. İBB
Bilimsel Danışma Kurulu olarak bu çelişkiyi ortaya koymak, uyarı görevimizi bir
kez daha yerine getirmek ve acilen alınması gerekli önlemleri kamuoyuna ve
karar alıcı yetkililere duyurmak istiyoruz.
Zamanında yapılmayan önlem ve uygulamalar toplumun sağlığının
bozulmasına ve ölümlere davetiye çıkarmaktadır. Kaybedecek tek yurttaşımız dahi
yoktur.
'Önlemlerin gerekçesi epidemiyoloji bilimine
dayanmaktadır'
Kurul, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın 31 Mart’ta yaptığı,
“İngiltere varyantının Türkiye’deki vakaların yüzde75’ini oluşturuyor”
açıklamasını hatırlatarak, İngiltere varyantının bulaşıcılık hızının çok yüksek
olduğu, yayılımının durdurulabilmesi için çok daha ciddi tedbirlere ihtiyaç
duyulduğunu kaydetti.
'Hes kodu uygulaması yetersiz'
Açıklamasında; mekanlara girişte HES kodu uygulaması koşulu
getirilmiş olsa da salgını durdurma konusunda yetersiz diyen kurul, “Bu
uygulama ile sadece kendisine PCR testi yaptırmış ve pozitif bulunmuş olgular
saptanabilmektedir. Oysa bilinmektedir ki bu hastalıkta olguların yüzde
20-30’nun hiç belirti vermemekte, belirti veren olgularda ise yapılan PCR’larda
yüzde 50’lere varan yanlış negatiflik gözlenmektedir. Daha da endişe verici
olan ise birçok kişinin geçim sıkıntısı ve zorunlu kısıtlama uygulamaları
yüzünden ulaşım araçlarından men edilmemek için test dahi yaptırmadan
hastalıkla toplum içinde dolaşması gerçeğidir” ifadelerine yer verdi.
İBB Bilimsel Danışma Kurulu’nun epidemiyolojik veriler
doğrultusunda acilen alınması gereken tedbirleri de şöyle sıraladı:
'Dört haftalık kapanma'
Pandeminin başlangıcından beri uygun strateji en az dört
haftalık kapanmadır. İşsizlere asgari ücret, kayıt içi ve kayıt dışı
çalışanlara tam ücret , işyeri sahiplerine
yeterli ekonomik ve sosyal destek vermek şartıyla sağlık, gıda, savunma,
güvenlik, ilaç gibi hayati önemdeki sektörler hariç olmak üzere; tüm
işyerlerinde çalışma durdurulmalı, mümkün olan her yerde evden çalışmaya
geçilmelidir. Herkese (evine en yakın markete, fırına ve eczaneye gitmek
dışında) daha uzun mesafelere hareket kısıtlaması getirilmelidir. Restoran ve
kafelerin kapatılması için Ramazan ayı beklenmemeli, ivedilikle paket servise
geçilmelidir. Otel restoranları da kapatılmalı, odaya servis yapılmalıdır.
Alışveriş merkezleri, halı saha, yüzme havuzları, spor salonları
kapatılmalıdır. Halkımızın dini ihtiyaçlarını ve ibadetlerini güvenli bir
şekilde yerine getirebilmeleri için dini otoriterlerce neden toplu ibadet
yapılamayacağı konusunda toplum bilgilendirilmeli, ev içi sürdürülebilecek
uygun çözümler sunulmalıdır.
'Aşılanma sürecinde hızlanma'
Salgının bitmesi için en büyük umudumuz aşılanmadır. İBB
Bilimsel Danışma Kurulu olarak önerimiz; ulaşılabilen aşının vakit geçirmeden
uygulanması, günlük yapılan aşı hızının arttırılmasıdır. Burada önemli bir
konuyu vurgulamak isteriz. Aşı kişileri salgın hastalığın bulaşmasından değil
hastalığın şiddetinden ve olumsuz sonuçlarından korumaktadır. Aşı olmuş kişi
hastalığa yakalanabilir ve hastalığı bulaştırabilir. Bu açıdan aşı olunmasının
yanında maske, mesafe ve hijyen gibi salgın kurallarına tam uyulması
gerekmektedir. Başta öğretmenler, okul çalışanları, toplumla yakın temasta
bulunan meslek mensupları olmak üzere tüm toplum hızla aşılanmalıdır. Diğer
ülkelerde olduğu gibi aşılanma için gelenlerin diğer hastalarla temas
etmeyecekleri güvenli aşılama mekanları oluşturulmalıdır. Örneğin Aile Sağlığı
Merkezleri’mizin çoğunda bekleme alanları yetersizdir. Bu konuda İBB olarak
sağlık merkezlerimizde sorumluluk almaya hazır olduğumuzu tekrarlamak isteriz.
'Test sayısının artırılması'
PCR test sayımız en az iki kat arttırılmalı, hangi
varyantların görüldüğü, kümelenmeler ve bulaş kaynakları düzenli aralıklarla
açıklanmalıdır. Öğretmenlere, okul çalışanlarına, halkla yakın iletişime giren
tüm meslek mensuplarına (güvenlik görevlileri, polisler, şoförler, gıda satıcıları
gibi) düzenli PCR testi uygulanmalıdır.
Hastane ve aile hekimliği merkezleri dışında herkesin güvenle gelip test
yaptırabileceği alanlar oluşturulmalıdır. Test sonuçları, mutasyon özellikleri,
vakaların yaş, cinsiyet özellikleri, bulaşma kaynakları il il açıklanmalı ve
bölgesel farklılıkları içeren önlemler hızla hayata geçirilmelidir.
'Karantina ve seyahat kısıtlaması'
Pozitif saptanan olgulardan ev koşulları müsait olmayan
kişiler için otel, yurt ve misafirhaneler tahsis edilmelidir. Ülkeye girişte
karantina uygulaması yapılmalı, yüksek ve çok yüksek riskli illere giriş ve
çıkışlar kontrol altına alınmalıdır.
'Yoksul halka maske temini ve kalite kontrolü'
Belli bir gelir grubunun altındaki halka muhtarlıklar
aracılığıyla çalışanlara günde iki, diğerlerine
günde bir olmak üzere ücretsiz maske sağlanmalıdır. Ayrıca satışta olan
maskelerin kalite kontrolü yapılmalıdır.
'Sağlık çalışanlarına destek'
Sağlık Bakanlığı tarafından ilimizdeki veriler resmi olarak
açıklanmamıştır. Ancak sahadan aldığımız bilgilere göre pandemi hastanelerinde
ve diğer hastanelerin ilgili kliniklerinde Covid yataklarının tamamen
dolduğunu, yoğun bakımlarda çok kısıtlı yer kaldığını göstermektedir. Haziran
ayından itibaren tam mesai uygulaması ile salgın sürecinde yoğun emek sarfeden
sağlık çalışanlarının iş yükü
azaltılmalı, ek atamalarla hızla sayısı arttırılmalı, temas süreleri
kısaltılmalı, en az dört hafta süreyle esnek mesai uygulamasına geçilmelidir.
Kısıtlama mümkün olmayacak ise hastanelere talebi azaltıcı ek stratejiler
devreye konmalı, teletıp uygulaması yaygınlaştırılmalıdır. Canı pahasına risk
üstlenen sağlık çalışanlarına emeklerinin karşılığı olan ücretler ödenmeli,
Covid 19 meslek hastalığı sayılarak gerekli tazminatlar verilmelidir