Akşener'in konuşmasından öne çıkan başlıklar şu şekilde:
- Erdoğan, çevresinde doğruları söyleyecek kimse kalmadığı
için her şeyi güllük gülistanlık sanıyor.
- Biz şuna inanıyoruz: Hayatın ve kaderimizin karşımıza
çıkardığı engeller, azimle, mücadeleyle aşılır. Ancak, beceriksizliğin,
nasipsizliğin çıkardığı engeller, hayatlarımızda büyük yaralar açar, büyük
izler bırakır.
- Bir toplumun medeniyet ölçüsü, o toplumun, dezavantajlı
bireylerinin karşılaştığı zorluklardır.
- Memleketi Orta Dünya’ya çevirdiler. Sanki Yüzüklerin
Efendisi setinde yaşıyoruz. Yüzük, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan yüzüğün sahibi, almış yanına ak sakallı Saruman’ı, Damat
Gollum’u ve inşaatla uğraşan beş Nazgul’u, mutlak gücün, mutlak iktidarın
peşinde. Millet perişan farkında değil. Gel bu sevdadan vazgeç Sayın Erdoğan.
- Onlar ne kadar zorlanıyorsa, medeniyet o kadar yaralı
demektir. Onların hayatı ne kadar kolaylaşıyorsa, o ülkede medeniyet yükseliyor
demektir. Bu noktada adım atarken, kararlı olmak, cesur olmak gerekir.
- Daha önce de defalarca ifade ettiğim gibi; medeniyet
yolunun taşlarını, sadece cesurlar döşer.
- Biz, eğitimden, günlük yaşama kadar her alanda, engelli
kardeşlerimizin hayatını kolaylaştırmanın, bu yola taş döşemek olduğuna
inanıyoruz. Bunun gereğini yapacağımızdan hiç şüpheniz olmasın…Bugün grup
toplantımızda, ülkemizin kanayan bir başka yarasının mağdurları var.
- Emeklilikte “Saray'a” takılan kardeşlerimiz aramızda.
Yandaş vakıflara, derneklere, ajanslara akıtacak milyonları bulabilen,
geçmediğimiz köprüler, gitmediğimiz yollar, yatmadığımız hastaneler için
müteahhitlere ödeyecek parayı bulabilen, kendine saray yaptıracak parayı
bulabilen, Sayın Erdoğan'ın, “Seçim
kaybetsek dahi o iş olmaz.” diyerek, itip kaktığı EYT'liler aramızda. Sizler de
hoş geldiniz, şeref verdiniz.
- EYT meselesi, ailelerle birlikte, milyonlarca
vatandaşımızı mağdur ediyor. İtip kakarak, yok sayarak, her şeye bulduğun
parayı milletinden esirgeyerek, sonuç alamazsın Sayın Erdoğan. Kademeli bir
çözüm planı mümkün. Sağlık hizmetlerinden yararlanmalarını sağlamak, ilk adım
olabilir.
- Türkiye'nin, bu kadar büyük bir yarayı tedavi edecek
imkanları var. Yeter ki niyet olsun.
Yeter ki yüreğiniz, milletimizle birlikte atsın… “Bizden önceki bir
uygulama” diyerek işin içinden sıyrılamazsınız. Ülkeyi yönetiyorsanız, sizden
önce ya da sizden sonra, bütün dertlere çare bulmak zorundasınız.
- Evet, bir maliyeti var. Ama Türkiye'nin, o maliyeti
göğüsleyecek imkanları da var. Bakın ben maliyet diyorum, onlar yük diyor.
Milleti, kendi hazinesine yük görmek de ne demek? Para milletin, hak milletin.
Siz kim oluyorsunuz da, benim milletimi, kendi hazinesine yük sayıyorsunuz?
- Kodaman 5 müteahhit sıkışmaya görsün, Kamu bankalarını
seferber edip, bir kalemde 500 milyonluk vergiyi silip, çare buluyorsunuz. Sıra
vatandaşa, sıra millete geldi mi, “Olsa dükkan senin.” deyip sıyrılmaya
çalışıyorsunuz.
- Sizi, para babaları seçmedi efendiler! Sizi millet seçti.
Ya milleti göreceksiniz, ya da yoldan çekileceksiniz. Bunun başka yolu yok.
- Bu kürsüden açıkça ilan ediyorum; İYİ Parti iktidarının
ilk yılında, millete nasıl el uzatılırmış, EYT'li kardeşlerim nasıl
ferahlatılırmış göreceksiniz.
- Eş, dost, kodamanlar değil, 'Önce milletim' derseniz, bu
yarayı tedavi edersiniz. Nasıl geçen haftaki sözümü dinleyip, Fabrika
bacalarına filtre takmayı erteleyen kararı veto ettiniz, Ve milletin yararına
bir karar verdiniz; EYT'liler konusunda da; ya sözümü dinleyip, gerekeni
yapacaksınız, Ya da biz geleceğiz, biz yapacağız!