Kaynak Yeniçağ: İYİ Parti lideri Meral Akşener'den Erdoğan'a
flaş çağrı 2021'in ülkeye, millete sağlık, huzur ve mutluluk getirmesi
temennisinde bulunan Akşener, ülkenin en önemli sorunlarından birinin, gerçek
gündemin konuşulmaması olduğunu, milletin gerçek gündeminin, ekonomi, hayat
pahalılığı, işsizlik, salgın, kadına yönelik şiddet olduğunu kaydetti.
Türkiye'nin yapay gündemleri konuşmak zorunda bırakıldığını
ve son günlerde yeniden ısıtılan başörtüsü meselesinin bunlardan biri olduğunu
ifade eden Akşener, "Siyasetini, sıkıştıkça sarıldığı 'Başörtülü bacım'
sözü üzerine bina edenlerin, 'vitrin süsü' sözüyle geldikleri nokta, tek
kelimeyle ibretlik." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin ekonomik sorunlarına değinen Akşener, "faiz
sebep, enflasyon sonuç" diye ucube bir teoriyle, ekonominin duvara
toslatıldığını ileri sürdü.
Ekonominin patronunun güven olduğunu her fırsatta dile
getirdiklerini vurgulayan Akşener, "Bu kafa değişmedikçe, ne reform olur
ne kalkınma olur ne de milletimizin derdine çözüm bulunur. Reform yapabilmek
için, önce milletin halini görmek, derdini önemsemek gerekir. Milleti, düşünmek
'önce millet, önce memleket' demek gerekir." ifadesini kullandı.
'Gereken her türlü desteği vermeye hazırız'
Açıklamasında, Türkiye'nin sorunlarının çözümüne dönük
atılması gereken adımlara ilişkin öneriler sunan Akşener, "damat
bakan" ve eski Merkez Bankası Başkanı döneminde Türkiye'nin yaklaşık 130
milyar dolarlık rezervinin yanlış ve şaibeli politikalar nedeniyle eritildiğini
iddia etti.
Kamu bankalarının da çok önemli döviz açıkları ile karşı
karşıya kaldığını öne süren Akşener, 25 Aralık 2020 itibarıyla kamu
bankalarının döviz açık pozisyonunun neredeyse 17,5 milyar dolar olduğunu
savundu.
Bu dönemin aydınlatılmadan, yeni yönetimin şeffaflık ve
hesap verebilirlik ile ilgili yaptığı açıklamaların eksik kaldığını belirten
Akşener, şöyle devam etti:
"İYİ Parti olarak diyoruz ki, öncelikle Türkiye'ye,
milli gelirinin yaklaşık yüzde 20'sine mal olan, bu şaibeli dönemin
sorumlularının anlaşılması için Merkez Bankası Para Politikası Kurulu'nun
toplantı tutanaklarını açıklayın. Böylece, şu anda da görevde olması muhtemel
kamu görevlilerinin, o dönemde nasıl bir tutum aldıkları ortaya çıksın.
Gerekirse Millet Meclisi'nde bir komisyon kurun. Bu karanlık dönemi aydınlatmak
için, gereken her türlü desteği vermeye hazırız.
Kamu bankalarının, döviz açık pozisyonunun kapatılması için
kamu bankaları, Hazine ve Merkez Bankası arasındaki karmaşık ilişkiyi
sonlandırın, böylece güveni yeniden sağlayın. Bankacılık sektörünün taşıdığı
sorunlu kredi riski, bir krize dönüşmeden, sektördeki paydaşlarla bir yol
haritası oluşturun."
Ziraat Bankasının önceliğinin çiftçiye, Halkbankın ise esnaf
ve KOBİ'ye finansman sağlamak olduğunu belirten Akşener, "Bir an önce kamu
bankalarının, kredi kompozisyonlarını değiştirmelerini sağlayın."
ifadesini kullandı.
Akşener, bu süreçte, yapılandırma talep eden firmalara,
kredi kullandırma faizleri üzerinden yapılandırma faizi uygulanması ve bu
konudaki kararların ilgili sektör temsilcileriyle alınması gerektiğini ileri
sürdü.
Enflasyonla mücadele
Enflasyonla mücadelenin sadece sıkı para politikasına
bırakılmasının kabul edecekleri bir yaklaşım olmadığını, verimliliği artırıcı
politikalar uygulanması gerektiğini kaydetti.
Enflasyonu kalıcı olarak düşürmenin yolunun tarımda
yapılacak yapısal reformlardan geçtiğini belirten Akşener, kapsamlı bir tarım
reformunun hemen hayata geçirilmesi önerisinde bulundu.
Akşener, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin daha fazla
hissedilmeden konuyla ilgili geniş katılımlı bir eylem planının devreye
alınması gerektiğini belirtti.
Kamu maliyesi alanında da acilen adım atılması gerektiğini
belirten Akşener, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Sayın Erdoğan'ı ve yeni ekonomi yönetimini, kural
bazlı bir maliye politikası benimsemeye çağırıyorum. Böylece hem harcamalar
keyfiyetten uzak yapılır hem de ekonominin daraldığı dönemlerde, makul bir
bütçe açığı verilirken, yüksek büyüme dönemlerinde, bütçe fazlası verilmesi
sağlanır.
KÖİ projelerine dair derhal bir çıkış yolu belirlenmesi
gerekiyor. Uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde hareket edip, milyarlarca
dolarlık haksız kazancı belgeleyerek, daha fazla kamu zararının oluşmasının
önüne geçmek mümkün. Gelin 5 müteahhit sevdanızdan vazgeçin, milletin kanını
emen bu parazitlerden kurtulalım."
'İktidara çağrıda bulunmak istiyorum'
Meral Akşener, salgın sürecinden sonra kısa çalışma ödeneği
gibi yardımlar kesildiğinde mevcut istihdam politikalarının izlenmesi halinde
istihdam kayıplarının daha da artacağını öngördüklerini öne sürdü.
Asgari ücretin işverene maliyetinin 3 bin 458 liradan, 4 bin
200 liraya çıkarıldığına değinen Akşener, "Bu büyük bir hatadır. İktidara
çağrıda bulunmak istiyorum, derhal hem çalışanların özlük haklarını koruyan hem
de işverene maliyetini azaltan bir düzenleme yapın." ifadesini kullandı.
Yeni asgari ücret düzenlemesinin güvencesiz çalışmayı teşvik
ettiğini savunan Akşener, bu konuda acilen sıkı denetim ve yaptırım
mekanizmalarının devreye sokulması gerektiğini ileri sürdü.
Akşener, "istihdamsız büyüme" modelinin terk
edilmesini, kısa çalışma ödeneğinden yararlanan vatandaşların emeklilik
primlerinin de yatırılması gerektiğini belirtti.
'İstihdamı önceleyen bir istihdam stratejisi uygulanmalı'
İktidardan işgücü verimliliğini ve istihdamı önceleyen bir
istihdam stratejisinin partiler üstü bir yaklaşımla uygulamaya koymasını
isteyen Akşener, şunları kaydetti:
"Türkiye, bu zihniyeti ve bu zihniyetin ürünü olan
partili cumhurbaşkanlığı sistemini daha fazla taşıyamaz. Milletimiz dişini
sıkıyor. Ama bu böyle gitmez. Gel, sağduyuya kulak ver. Verdiğin sözler tutmadı,
ekonomi uçmadı, milletimiz zengin olmadı. Bu sistem millete de, memlekete de
yaramadı. Son iki yılda, Türkiye ekonomiden diplomasiye her alanda geri gitti,
kaybetti. Türkiye'nin çıkışı, 'İyileştirilmiş ve ğüçlendirilmiş parlamenter
sistem'dedir. Yargının bağımsız, kuvvetler ayrılığının var olduğu, iktidarın ve
tüm kurumların şeffaf çalıştığı, millet adına denetlenebildiği, demokrasinin
tam ve kamil olarak uygulandığı, insanının zengin, mutlu ve huzurlu olduğu bir
Türkiye'nin anahtarı işte budur."