Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve İçişleri Bakanı Süleyman
Soylu, Gara'daki operasyonla ilgili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni
(TBMM) bilgilendirdi.
Sözü ilk olarak, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar aldı.
"Bu bölgede bulunan teröristlerin büyük bölümünün, PKK'nın sözde güvenli
bölge olarak odaklandığı bu bölgeyi kullandığı bize gelen bilgiler arasında.
Terörist 'her an gelebilirler' diye korksalar da kendilerini emniyetli hissetmişler"
diyen Akar, şu bilgileri verdi:
"4-5 aydır bu bölgeye odaklandık. Karadan irtibat ve
destek olmadığı için diğer operasyonlardan farklıdır. Geniş bir hazırlık süreci
yapılmış, harita çalışmaları yapılmış, hedeflere yönelik ayrıntılı icraatlar yapılmıştır.
Hedefler özenle seçilmiş, harekatın icrasında sivil halka hassasiyet
gösterilmiştir.
Kara ve hava kuvvetleri, özel kuvvetler arasında ayrıntılı
koordinasyon, planlama yapılmıştır. 10 Şubat 02.55'te hava kuvvetlerine
uçaklarla İHA ve SİHA'larla operasyon başlamıştır. 75x25 km harekat alanıdır.
Planlanan 54 hedeften 48'i vurulmuş, diğer hedefler iptal edilmiştir. 05.45'te
hava operasyonu başlamıştır.
Harekatın tamamında 3 şehit, 3 yaralımız vardır.
Yaralılarımızın hayati tehlikesi yoktur. Birçok mağaranın bulunduğu bölgede,
ateş gelen mağaraya yoğunlaşılmış ve demir kapılarla tahkim edildiği
belirlenmiştir. Buraya herhangi bir şekilde hava kuvvetleri bombasının ulaşması
mümkün değil."
'Birinci terörist 'Ateş etmeyin teslim olmak istiyorum'
diyerek dışarı çıktı'
İçeriden ateş edilip, el bombası atıldığını belirten Akar,
"Askerlerimiz de gerekli karşılığı veriyordu. Mağaranın girişinde göz
yaşartıcı bomba kullanılmıştır. Teröristlere teslim olmaları yönünde sürekli
çağrı yapıldı. Daha sonra mağara içinde ilerleme sırasında geçitlerin ve demir
kapıların olduğu görüldü. İlerleme zor oldu" diye konuştu. Akar, şöyle
devam etti:
"Akşam saatlerine doğru birinci terörist 'Ateş etmeyin
teslim olmak istiyorum' diyerek dışarı çıktı. İçeride 7 terörist, 12'si Türk
vatandaşı 1'i yabancı 13 kişinin olduğu, 13 kişinin 05.45'te başlarına kurşun
sıkılarak öldürüldükleri ifade edildi.
Sözde mağara sorumlusu, YPG/PKK ilişkisini göstermesi için
çok önemli. Alınan terörist, turuncu listede yer alan teröristlerden 2017'de
Beytüşşebap'ta terör olaylarına karıştı, Kamışlı'da 2017-2018'de sözde cephe
sorumlusu olarak görev yaptı. Derik'te tedavi gördü. 2019 yılında sözde cezaevi
sorumlusu olarak görevlendirildi. YPG/PKK arasında ilişki olmadıklarını
söyleyenlerin bunu görmesi lazım. YPG'nin PKK'dan farkı yok.
'Vatandaşlarımızın naaşı yerde görüldü'
Açılan ateş sonrası operasyon başlatıldı. Güvenlik sebebiyle
operasyon dikkatli ve yavaş sürdürüldü. Teröristlerden açılan ateşe karşılık
verilerek ilerlendi ve bir süre sonra ateş kesildi. Bu zor şartlara Mehmetçik
kendisine verilen görevi başardı. Olabildiğince güvenli şekilde mevzu
geliştirildi. Gara'daki mağarada 7 kapı vardı. Güvenli bir şekilde teker teker
açıldı. 13 vatandaşımızın şehit edildiği bölmeye gidildi. Oraya girildiğinde
vatandaşlarımızın naaşı yerde görüldü.
Gerekli tedbirler alındıktan sonra naaşlar tahliye edildi.
Teröristlerin verdiği ifadelerdeki gibi bölümler fiilen görülmüş oldu.
Operasyon oldukça zor şartlarda, her ülkenin yapamayacağı şekilde
gerçekleştirildi. Şehitlerimizin naaşlarını yurtiçine naklettikten sonra,
oradaki unsurlarımız kademeli ve emniyetli bir şekilde yurtiçine dönmeye
başladı. Oradaki operasyonlarımız devam etti. Oradaki faaliyetlerimiz devam
ediyor."
Soylu: Bu çocukların hiçbiri pikniğe giderken kaçırılmadı
Akar'ın ardından kürsüye İçişleri Bakanı Süleyman Soylu
çıktı. Sözlerine "Gardırop siyasetçisi değiliz. Üzerimize düşen meselenin
nasıl yapılacağını bilerek, bize verilen sorumluluğu bu dünyada da öteki
dünyada da gerçekleştirebilecek arkadaşlarız. Cenaze töreninde Ünzile Teyze bir
cümle söyledi; evladıyla, acısıyla ilgili bir şey söylemedi. Üç defa 'Dik
durun' dedi" diye başlayan Soylu, şunları anlattı:
"Dün gece 12 aileyi aradım. Şevket Altuntaş'ın
söylediği cümle hayatım boyunca peşimden gelecektir, 'Gam yok, keder yok' dedi.
Bu kadar uzun ve yorucu bir süreçten sonra ailelerin bu metaneti ve ortaya
koydukları bu sabır, bu milletin ruhunun hali, bize dün akşam bir ders daha
verdi.
Bu çocukların hiçbiri pikniğe giderken kaçırılmadı, bir
operasyondayken de kaçırılmadı. Bu olayın duyulduğu ilk andan itibaren, sosyal
medya ve diğer cereyanlar içinde söylenenler bir amaca matuf şekilde
söylenmektedir. Hem acımız var, hem bıçağı biraz daha içeri sokup canımızı
yakmak için söylenenlerdir. Annesine babasına gitmek üzereyken kaçırıldılar.
Kimisi kendisine hazırlanan baklavayı yemeye giderken, kimi bayram ziyareti
dönüşü kimisi de sınava giderken kaçırıldı.
'Ölümü korkutarak o bölgelere gittiler'
4.5-5 yıldır hükümetimizin tüm birimleriyle çalışıyoruz. Biz
bu ailelere sadece bir vatandaş muamelesi yapmadık. Her 3 ayda bir bu ailelerle
görüştük. Biz terörle mücadele yapıyoruz. Terör örgütünün yaptığı tacizlerin
yüzde 70'i o bölgelerden geldi. Türk Silahlı Kuvvetlerimizden Allah razı olsun,
ölümü korkutarak o bölgelere gittiler. Niçin biz 300 altına indirdik terörist
sayısını? Niye bu mücadelenin peşini bırakmıyoruz, sebebi bu."
PKK tarafından öldürülen 13 Türk vatandaşının bu ayın 10'unda hayatını kaybettiğini belirten Soylu, şu bilgileri verdi:
"Buradaki bu operasyonda, bu arkadaşlar ayın 10'unda
şehit oldu. Belçika numaralı bir telefondan aileleri arayıp 'Deyin ki 'Buralar
bombalanmasın' dediler. Çocukları katlettikten sonra ölümlerinde de aileleri
istismar etmeye çalıştılar. Emre Uslu denen müptezelden diğerlerine kadar,
terör örgütünden merhamet bekleyen vicdansızdır. Terör örgütüne yaslanan hain
oğlu haindir. 'Ailelerle hiç temas kurulmadı' deniyor, ben oradaydım. PKK'nın,
HDP'nin ve İHD'nin yayınladıkları bildiri benzer bildiridir. 'Devlet de örgüt
de sorumludur' öyle mi? Aileler Irak'a, Erbil'e götürüldü, elleri boş döndüler.
'O İHD denilen canı çıkasıcası dernek, bir tanesi için
bir laf söyledi mi?'
Terör örgütü 1984'ten bu yana 6 bin 21 sivil katliamı
gerçekleştirdi. O İHD denilen canı çıkasıcası dernek, bir tanesi için bir laf
söyledi mi? Devlet burada her şeyi yapmıştır. Bu konuda da her türlü
muhataplığı ortaya koyabilecek hiçbir kapıyı kapatmamıştır.
'Pervin Buldan 'Biraz misafir edecekler, sonra
bırakacaklar' dedi'
Öznur Çalık'ın yüzü burada; bu çocukların kaçırıldığı zaman
siz Pervin Buldan'ı aradınız mı, aramadınız mı? Pervin Buldan dedi ki, 'Biraz
misafir edip, bırakacaklar.'. Bu katliamların nasıl olduğunu hepimiz biliyoruz.
ABD ne derse desin, biz bu coğrafyada ne acılar yaşandı
biliyoruz. Şehitlerimizin vücut bütünlükleri fotoğraflarda, bu dosyada mevcut.
Bu fotoğraflara baktığımızda, Allah şahittir ki o Murat Karayılan'ı bin parçaya
bölmezsek şerefsiziz. Orada iki terörist yakalandı. O hınçla her şey olabilirdi
orada. Alındı, götürüldü, ifadesi alındı. Talimatların kimin tarafından
verildiği orada ortaya konuldu."
'Hüznümüz de yasımız da büyüktür'
Soylu, 13 vatandaşın ailelerine canlı kavuşturulması için
büyük bir heyecan ve beklenti içinde olduklarını söyledi. "Allah şahittir,
bu PKK ve PYD terör örgütü ailelerimize karşı zafer kazanamayacak, ailelerimiz
onları yenecek. PKK ve PYD şehitlerimize karşı zafer kazanamayacak,
şehitlerimiz onları yenecek. Annelere karşı zafer kazanamayacak, anneler onları
yenecek" ifadesini kullanan Soylu, şunları söyledi:
"6 bin 21 katliamı nasıl yaptılarsa, bu evlatlarımızı
da öyle katlettiler. Hüznümüz de yasımız da büyüktür. Bugün genel başkanlara
tüm samimiyetimizle anlattık. TBMM'ye de izahatta bulunuyoruz. Bu izahattan
sonra 'Trump'tan bunu isteseydiniz' diye sorarlarsa, ben de 'Siz ne yaptınız da
Trump'tan bunu istiyorsunuz' derim. Hem şehitlerimize rahmet diliyorum,
ailelere başsağlığı diliyorum."