Ferazmend’in Aydınlık’ın sorularına verdiği yanıtlar özetle
şöyle:
Şiir krizi
İran’la Türkiye arasındaki ilişkiler çok derin ve müstesna
ilişkilerdir. Her iki taraf da aralarında bir gerginlik istemezler. Son dönemde
yaşanan sorun da diplomatik kanallar üzerinden çözüldü. İran Dışişleri Bakanı
Dr. Zarif İle Türk Dışişleri Bakanlı Çavuşoğlu görüştü, yanlış anlama
giderildi. İki taraf da iki ülke arasındaki iyi ilişkilere vurgu yaptı. İki
ülke ilişkilerinin devamı için çaba göstermekten söz etti. Türkiye ve İran
bölgenin en güçlü ülkeleridir. Şu anda geçmişe göre çok daha güçlüdürler.
Emperyalist ülkeler İran’dan da Türkiye’den de çekinmektedirler. İki ülke de
yabancı ülkelere karşı büyük bir caydırıcılık yaratmış durumda. Bu nedenle
yaptırım kartı devreye sokulmaya çalışılıyor. ABD ve İsrail bölgemizde
hegemonyalarını güçlendirmek için Türkiye-İran ilişkilerini bozmaya çalışıyor.
Bugüne kadar başaramadılar, başaramayacaklar.
Dolayısıyla iki ülkenin siyasi merkezleri ve basını, bu tür
yanlış anlaşılmalar olduğunda ateşe odun taşıma yerine işi liderlere
bırakmalılar. İki ülke liderliği ortak tehditleri göz önünde bulundurarak en
uygun çözüm yollarını üretecekler.
Bölgesel sorunlar ortak
İki ülke tarihi ilişkilerin yanı sıra bölgesel ortak
sorunlarla da karşı karşıyadır. Düşmanlarımız ortak. Bölge dışı büyük güçler
bizlere karşı ortak bir tutum geliştirme peşindeler. Zalimce müdahaleler
içindeler. Örneğin uluslararası hukuka aykırı olarak İranlı bilim adamına
suikast düzenlediler. Türkiye’de de benzer başka yöntemler uyguladılar.
Altılı platform
İran’ın temel politikalarından biri bölgesel sorunların
bölge ülkeleriyle birlikte çözülmesidir. Altılı Platform da bu doğrultuda.
Şayet bu öneri diplomatik ve resmi kanallardan İran’a iletilirse, İran da
konuyu değerlendirip resmi kanallardan taraflara iletecektir. Ermenistan ile
Azerbaycan arasında ateşkes anlaşması imzalanmadan önce İran da benzer bir
öneride ve girişimde bulundu. Bölgede 5 ülkenin iş birliğini, (İran,
Azerbaycan, Türkiye, Rusya ve Ermenistan) kapsayan bir öneri getirmişti. İran
Dışişleri Bakan Yardımcısı geçen ay 4 başkenti ziyaret ederek bu önerilerini
paylaştı. Sayın Aliyev ve Erdoğan’ın önerisi de aynı doğrultuda görünmektedir.
Tabi ki İran olarak öneriyi değerlendireceğiz. Değerlendirme yapıldıktan sonra
İran resmi görüşünü açıklayacaktır.
ABD yaptırımları
ABD özellikle bağımsız ülkelere, bağımsız güçlere karşı
yaptırımlara başvurmaktadır. Artık eskisi gibi darbe, askeri müdahale gibi
girişimlerden istedikleri sonucu alamıyorlar. Yaptırım uygulayıp, diğer
ülkeleri de yaptırım uygulamaya zorluyorlar.
ABD’nin karşı çıktığı İran’ın teknolojik ilerlemesi büyük
ölçüde yaptırım uyguladıkları dönemde gerçekleşti. Bu da şunu gösteriyor.
Onların yaptırımları hedefe ulaşamadı. Yaptırımlar halka zarar veriyor.
Özellikle korona döneminde ilaç ve tıbbi cihazlara ulaşmakta zorluk çektik. Bu
insan hakları ihlalidir.
İsrail de artık İran’a karşı o kadar çaresiz kalmış ki sınır
ötesi teröre başvuruyor. Bu İran’ın direnişine karşı güçsüzlüğünün işareti. Biz
de İran olarak bu tür saldırılara karşı “maksimum direniş” politikasını
izliyoruz.
Biden sonrası
ABD tek taraflı olarak Nükleer Anlaşma'dan çekildi. Bu hukuk
dışı bir durum. ABD tekrar anlaşmaya dönmek, hatalarını telafi etmek
istiyorlarsa gerekli adımları atmaları gerekiyor. Bu adımları gördükten sonra
bir karar veririz.
Bizim ABD’ye olan ilişkilerimiz güvene değil güvensizliğe
dayalıydı. Bu nedenle Nükleer Anlaşma'da tüm detaylara değinmek zorunda kaldık.
Bu nedenle 140 sayfalık bir anlaşma metni ortaya çıktı. En ince detaylar
anlaşmada var. Biz şimdi Biden anlaşmaya döneceğini söylediği için bir adım
atmayız. Yaptıklarını, attıkları adımı gördükten sonra bir karar vereceğiz.
İran'a müdahale
ABD bugüne kadar İran’a karşı askeri seçeneğe başvurmadıysa
bu istemediğinden değil, imkansız olduğundan, göze alamadığındandır. İran’ın
gücünden, caydırıcı gücünden dolayıdır. 4 yıl öncesine göre ne İran’ın
caydırıcı gücünde bir azalma vardır, ne de ABD’nin seçeneklerinde bir fazlalık
vardır. ABD’nin İran’a karşı bir saldırı seçeneği olduğunu düşünmüyoruz. Biz
İran olarak her türlü seçeneğe karşı da hazırız. Biz hiçbir zaman Beyaz
Saray’da kim oturuyor diye bir tutum sergilemedik.
Bölge ülkelerinin işbirliği
Gerçek şu ki Suriye’de bu kadar karmaşık bir sorunu
aşabilecek tek seçenek Astana mekanizmasıydı. Bu adımlar atıldı. Çok büyük
kazanımlar elde edildi. Diğer taraftan siyasi süreç de bu mekanizma sayesinde
ilerliyor. Bu mekanizmanın başarısında bölgenin en güçlü iki ülkesi İran ve
Türkiye’nin yan yana durması etkili oldu. Rusya’nın da olması başarıda büyük
etkisi oluyor.
Suriye’nin toprak bütünlüğünü tüm bölge ülkeleri destek
veriyor. Sadece ABD Suriye’yi bölmeye çalışıyor. Bölge ülkeleri buna izin
vermeyecektir.
Türkiye’ye 2019’dan itibaren petrol ihracatımız sıfıra
düştü. Petrol ihracatımız durunca İran’ın Türkiye’deki mali kaynakları da
haliyle azalıyor. Bu da diğer ticaretimizi olumsuz etkiliyor. İkili ticaretimiz
de azalıyor. Ama şunu da söyleyebilirim ki kamu ve özel sektörde ikili ticari
ilişkilerimizin geliştirilmesi konusunda bir irade var. Türkiye İran’a karşı
yaptırımlara açıkça karşı çıkan ender ülkeler arasında yer almıştır. Ticari
ilişkilerimiz olabildiğince devam etmektedir.
Böylesine başarılı bir mekanizmayı benzer krizlerde de
kullanabiliriz. Örneğin Kafkas sorununda da benzer bir mekanizma kurulabilir.
Kafkaslar sadece askeri ve siyasi rekabet bölgesi olarak görülmemeli. Bu bölge
çok büyük fırsatlar içeriyor. Ekonomi, enerji, lojistik alanında işbirliği
yapılabilir.
İran- Türkiye ekonomik ilişkileri
Türkiye’ye 2019’dan itibaren petrol ihracatımız sıfıra
düştü. Petrol ihracatımız durunca İran’ın Türkiye’deki mali kaynakları da
haliyle azalıyor. Bu da diğer ticaretimizi olumsuz etkiliyor. İkili ticaretimiz
de azalıyor. Ama şunu da söyleyebilirim ki kamu ve özel sektörde ikili ticari
ilişkilerimizin geliştirilmesi konusunda bir irade var. Türkiye İran’a karşı
yaptırımlara açıkça karşı çıkan ender ülkeler arasında yer almıştır. Ticari
ilişkilerimiz olabildiğince devam etmektedir.
Bankacılıkta ve para transferlerinde sorunlar yaşıyoruz.
Buna rağmen işadamlarımız gerekli gayreti gösteriyor. Yeni mekanizmalar kurularak
ticaretimizin eski seviyesine çıkarılması bir yana dursun, hatta eski seviyenin
üstüne çıkarılması bile mümkün. Kısa sürede 10 milyar doları aşabiliriz.
İki ülke ilişkileri daha da geliştirmek için çaba sarf
ediyor. Pandemi sürecinde de bu devam etti. Bu dönemde özellikle demiryolları
üzerinden yapılan ikili ticaretimiz daha da gelişti. Demiryolu
taşımacılığındaki işbirliğimiz daha da ilerledi. Şimdi ikinci bir demiryolu
yapma projemiz var. İran’ın kuzeybatısındaki Çeşme Süreyya bölgesinden, Türkiye
tarafındaki Dilucu denilen bölgeden geçerek Kars’a ulaşan bir demiryolu hattı.
Kasım Süleymanı'nin şehit edilmesinin yıldönümü
Önümüzdeki günlerde General Kasım Süleymani’nin şehit
olmasının 1. yıldönümü anmaları yapılacaktır. Kasım Süleymani’nin şehit
edilmesi İran ve ABD arasındaki karmaşık dosyada yerini almıştır. Süleymani’nin
şehit ediliş yeri ve şekli çok önemlidir. Süleymani Irak’ın IŞİD’le
mücadelesine büyük katkılar yapmış bir kişidir. İran İslam Cumhuriyeti
tarafından Irak’a askeri müsteşar olarak gönderilmişti. Süleymani İran’da çok
önemli bir akımın şahsiyetiydi. Bu akımın adı “Siyonizm ve Emperyalizme Direniş
Akımı”ydı. Filistin davasının en önemli savunucularından biriydi. Bölgede
mazlum halkları en çok seven ve savunan biriydi. Irak’ta misafir iken şehit
edilmiştir. İran, Irak ve bölge halkları Kasım Süleymani’yi hiçbir zaman
unutmayacaktır.
Fahrizade suikastı
Fahrizade suikastı uluslararası tüm yasalara ve kurallara
aykırı. Herkesin karşı çıkması gereken bir olay. Uluslararası toplum için de
test mahiyetinde bir olay. Sınır ötesi bir terörizm. Fahrizade, İran devletinin
önemli bir yetkilisi. Bu saldırıyı başta Türkiye olmak üzere birçok ülke net
bir dille kınadı. Ama ne yazık ki AB ve Avrupalı ülkeler bu terörü olması
gereken şekilde kınamadı.
Terörün faili İsrail. Peki İsrail bu terör olayını neden bu
düzeyde, bu zamanda ve bu şekilde yaptı. İsrail’in amacı savaş yaratmak ve
İran’ın uluslararası toplumla diplomasi yollarını kapatmaktı. İran İslam
Cumhuriyeti bu tür saldırılara en güçlü bir şekilde yanıt verme kapasitesine
sahiptir. Ancak başkalarının planladığı tuzaklara düşerek bunu yapmaz. Yanıtını
kendi iradesiyle, kendi istediği zamanda, kendi istediği yerde, kendi
belirleyeceği yöntemle verecektir. Siyonist rejim bu olaydan sonra kırmızı
alarm durumuna geçti. İran’ın yanıt verme gücünün olduğunu biliyorlar.
Bölgede yaşanan saldırılar, Kasım Süleymani’ye, Fahrizade’ye
karşı yapılan saldırılar ne İran halkının hafızasından silinir, ne de bölge
siyasetinin hafızasından silinir.