Yargıç Vanessa Baraitser'in WikiLeaks kurucusu Julian
Assange'ın ABD'de hapiste ölmesiyle sonuçlanabilecek casusluk suçlamalarından
Washington'a teslim edilmesi yönündeki talebi reddetmesi, Londra'daki mahkeme
önünde toplanan ifade, basın ve bilgi edinme özgürlüğü taraftarlarınca
kutlamalarla karşılandı.
'Yüksek intihar riski var'
Londra'daki Merkez Ceza Mahkemesi Yargıcı Baraitser,
kararını, ABD'ye sınırdışı edilmesinin Assange'ın zihinsel sağlığına zarar
vermesi ve bunun sonucunda intihar etmesi riskiyle gerekçelendirdi.
'Süper güvenlikli hapishanede intihar etmenin yolunu
bulabilir'
ABD hapishanesinde özel idari önlemlere tabi tutulacak
Assange'ın özellikle istihbarat topluluğu tarafından düşman bellenmesi
nedeniyle gerçek bir risk altında olduğunu dile getiren yargıç, ABD tarafının
tarif ettiği prosedürlerin Assange'ın süper güvenlikli hapishanede intihar
etmenin yolunu bulmasını engellemeyeceğini belirtti.
Sağlık haricinde, özgürlüklerle ilgili savlar kabul
görmedi
WikiLeaks kurucusunun avukatlarının Donald Trump'ın
başkanlığındaki ABD yönetiminin iade talebinin basın özgürlüğüne vahim tehdit
oluşturması dahil tüm savlarını reddeden Baraitser, 'Assange'ın ne
yayınlayacağına karar verme konusunda sınırsız takdir yetkisi olmadığını' iddia
etti.
'Kefaletle bırakılsın' talebi görüşülecek
İtiraz yolunun açık olduğu kararın ardından, avukatları,
Assange'ın kefaletle serbest bırakılması için başvurdu.
Trump temyize giderse süreç uzar
ABD yönetiminin ise temyize gitmesi bekleniyor. Bu da
sürecin Londra ve Britanya Yüksek Mahkemesi'nden Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi'ne kadar uzamasına yol açabilir.
Savaş suçu ifşaatına toplam 175 yıl hapis
49 yaşındaki Assange hakkındaki toplam 175 yıl hapis
cezasına tekabül eden casusluk suçlamaları, ABD hükümeti bilgisayarlarını
hackleme ve gizli askeri bilgileri yayımlamayla ilgili 18 kalemi içeriyordu.
Bunlar, 2007'de ABD işgali altındaki Irak başkenti Bağdat'ta
Apache helikopteri saldırısında iki Reuters muhabiri dahil onlarca sivil
kişinin ölmesinin videosunun yayımlanmasını da kapsıyor.
Gazetecilerin casusluktan yargılanmasına emsal teşkil
etmesin diye
Haftalardır devam eden duruşmalar boyunca Assange
destekçileri WikiLeaks'in kurucusuna Washington'ın yönelttiği suçlamaların
basın özgürlüğüne saldırı olduğu yönünde kampanya yürüttü. Savunma ekibi de
casusluk suçlamaları ve iade talebinin siyasi amaçlı ve basın özgürlüğüne
tehdit olduğunu vurguladı.
7 yıl boyunca sığındığı Ekvador'un Londra Büyükelçiliği'nden
2019'da Britanya polisinin baskınıyla zorla çıkarılıp hapse konulan Assange'ı,
Washington, yayımladığı belgelerle Irak ve Afganistan'da ABD adına çalışan
yerel personel veya muhbirlerin hayatını riske atmakla da suçlarken,
gazetecilik veya yayıncılığın suç işleme izni vermediği savını ortaya atıyordu.
Basın örgütleri ise ABD'nin savaş suçlarını ifşa eden
Assange'ın yayınladıkları nedeniyle yargılanmasının kötü örnek oluşturacağını
ve bundan sonra ABD'nin herhangi bir gazeteciyi casusluk suçlamasıyla
yargılayabileceğini vurguluyordu.
Dava süreci
Assange'ın kurduğu WikiLeaks, 2010'da, aralarında ABD'nin
Irak ve Afganistan'da işlediği suçlar açısından kanıt niteliğinde çok sayıda
gizli belgeyi yayımlamıştı.
ABD'nin casuslukla suçladığı ve iadesini istediği Assange,
hakkında tecavüz ve cinsel taciz suçlamalarıyla açılan davalar için İsveç'e
iadesi gündemdeyken, Haziran 2012'de Ekvador'un Londra Büyükelçiliğine
sığınmıştı.
Assange, Ekvador'un Londra Büyükelçiliğinden 11 Nisan
2019'da çıkarılarak gözaltına alınmış ve kefaletle serbest bırakılma şartlarını
ihlalden tutuklanıp Londra'daki Belmarsh Hapishanesi'ne konulmuştu.
Mahkeme, Assange'ı bu suçtan 50 hafta hapse mahkum etmişti.
50 haftalık cezasını dolduran Assange'ın, İsveç'in hakkındaki suçlamaları
düşürmesine rağmen, bu kez ABD'ye iade talebi çerçevesinde tutuklu kalmasına
karar verilmişti.
İlk turu şubat ayında görülen iade davasının mayıs ayında
yapılması planlanan ikinci turu pandemi nedeniyle eylül ayına ertelendi. 7
Eylül'de başlayan ve 1 Ekim'de tamamlanan duruşmalarda tarafların tanıkları
dinlendi.