Peki bu planını nasıl uygulayacak?
Yönetime yeni gelen Biden ve ekibi bu karanlık yolda nasıl
bir seyir izleyecek?
Hürriyet yazarı ve Ankara Temsilcisi Hande Fırat bugünkü
yazısında Başkanın adamlarını ve bölge planlarını kaleme aldı.
Hande Fırat'ın, "ABD neyin peşinde?" başlıklı
yazısı şöyle:
"ABD Başkanı Joe Biden’ın başkanlık koltuğuna
oturmasının ardından açıkladığı kabine üyeleri ve bölgeye yönelik yaptığı
görevlendirmeler belli ki birilerini çok heyecanlandırmış.
SDG’nin sözde komutanı Mazlum Kobani, Birleşik Arap
Emirlikleri’ne ait El Arabiya’nın El Hadath televizyon kanalına yaptığı
açıklamada, “Yeni ABD yönetimi ile SDG arasında ortak bir program hazırlanacak”
dedi. Programın ayrıntılarına açıklık getirmedi. Ancak açıklama, yeni yönetim
ve görevlendirmelerden beklentilerinin yüksek olduğunu gösteriyor. Bu yüzden
sözde komutanın yaptığı açıklama öncesinde yaşananları alt alta koymakta fayda
var.
BIDEN’IN GÖREVLENDİRMELERİ
ABD Başkanı Biden’ın Obama döneminden isimleri göreve
getireceği tahmin ediliyordu. Dış politikadaki görevlendirmelerinde yolu
Ortadoğu’dan geçen isimleri seçti. Seçti ama Türkiye açısından bazılarının
sicili kabarık, bazıları ise göreve gelir gelmez rahatsız eden açıklamalar
yaptı.
Antony Blinken: Obama döneminde dışişleri bakan yardımcılığı
ve ulusal güvenlik danışman yardımcılığı görevlerinde bulundu. Biden’ın kabinesinde
bakanlığı açıklanır açıklanmaz, Türkiye’ye yönelik “sözde müttefik” ifadesini
kullandı.
Lloyd Austin: 2010-2011 yılları arasında Irak’taki ABD
askerlerine komuta etti. ABD Merkez Kuvvet Komutanlığı yaptı. DEAŞ ile mücadele
konusunda Suriye’de YPG/PYD/PKK terör örgütünün silahlandırılmasında ve
desteklenmesinde etkili oldu. ABD Başkanı Biden’ın savunma bakanı.
Brett McGurk: Onu terör örgütü üyeleriyle samimi
pozlarından, bu pozları da sosyal medyasında paylaşmasından hatırlayacaksınız.
YPG/PKK’nın silahlandırılması ve desteklenmesi politikasının başını
çekenlerden. DEAŞ ile Mücadele Özel Temsilciliği görevinden istifa etmişti.
Biden, McGurk’ü “Ortadoğu ve Kuzey Afrika koordinatörü” olarak atadı. Yani
Suriye, Irak, İran, Libya ve Kuzey Afrika’daki çatışma alanları ile
ilgilenecek.
DİKKAT ÇEKEN MESAJLAR
Bu görevlendirmeler ışığında, son dönemde dikkat çeken bir
açıklama ve bir analizi de alt alta koymak gerekiyor:
ABD’nin eski Suriye özel temsilcisi James Jeffrey’in DW
Türkçe’ye yaptığı açıklamalar. “Türkiye, Trump
dönemindeki fırsatları kaçırdı. Biden döneminde iyileşme
beklemiyorum” diyen Jeffrey, ABD ile Türkiye arasında Suriye’nin kuzeyindeki
Kürt gruplar konusunda derin bir anlaşmazlık olduğunu söyledi. ABD’nin
Suriye’nin kuzeydoğusunda, PKK’nın uzantısı olan YPG’ye destek
verme gerekçesini ise “Çünkü onlar IŞİD’le savaşıyordu ve
onlardan başka IŞİD ile savaşan da yoktu” cümlesiyle açıkladı. Ardından da
“Artık gelinen noktada SDG, YPG ile ilgili bir meseleleri varsa, işte o zaman
öncelikle Ruslarla konuşmaları gerekecek” dedi.
Foreign Affairs analizi: ABD dış politikasına analizler
üreten Foreign Affairs de benzer tespitlerde bulundu.
SİLAH YARDIMI
“Ya sonra?” diyeceksiniz...
ABD askeri, Suriye’nin kuzeyi Derik kırsalında devriye attı.
ABD, YPG’ye 240 kamyon silah yardımı yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Amerika bu adamı bize teslim
etmeli” dediği sözde komutan, konuşmak için Birleşik Arap Emirlikleri’ne ait
bir televizyon kanalını seçti ve “yeni ABD yönetimiyle SDG arasında ortak bir
program hazırlanacağını” söyledi.
BUNDAN SONRASI
Tüm bu gelişmeleri alt alta koymak bile burnumuzun dibinde
ABD eliyle bir şeylerin ısıtılmakta olduğunu gösteriyor. Ankara gelişmeleri
yakından takip ediyor. Hatta olasılıklara karşı da önlem almaya başladı. Tam da
bu nedenle;
Türkiye’nin PKK’nın ikinci Kandil’i olan Sincar üzerinde
yoğunlaşması boşuna değil.
Ankara uzun zamandır Sincar’daki PKK ve PKK’ya yakın olduğu
bilinen unsurların varlığından rahatsız.
Sincar, Irak’ın kuzeyi ile kuzeydoğu Suriye arasındaki
lojistik geçişler bakımından stratejik bir noktada.
Suriye’de PYD/YPG etkisinin kırılması ve o bölgeden Kuzey
Irak’a aktarılan kaynak akışının kesilmesinde hayati önemde.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile Genelkurmay Başkanı
Orgeneral Yaşar Güler’in Bağdat ve Erbil temasları boşuna değildi.
Sözün özü, satranç tahtasında hamleler karşılıklı yapılmaya
devam ediliyor. Hamleler sürerken ise akıldaki soru şu: “İlişkiler bir satranç
tahtasında ve gerilimli mi sürecek, yoksa daha da mı kötüleşecek? Ya da Biden-Erdoğan
arasında masaya yatırılarak kapsamlı bir planla iyileştirmenin yolları mı
aranacak?”