Rasthaber - Amerika başkanlığı görevi sona eren Trump bu koltuğu Biden'e devretmeden bir gün önce yaptığı konuşmasında son onyıllarda savaş başlatmayan tek Amerika başkanı olduğunu iddia etti.
Trump şöyle bir açıklamada bulundu:" Askerlerimizi ülkeye geri getiriyoruz. Ben de son onyıllarda savaş başlatmayan ilk Amerikan başkanı olmakla gurur duyuyorum. Tabii ki Trump'ın dört yıllık başkanlık döneminde diğer başkanlar dönemlerinde olduğu gibi Amerika askeri bir çatışmaya ve savaşa dahil olmadı. Ancak 20 Ocak 2021 tarihinde başkanlık koltuğunu isteksizlik ve memnuniyetsizlikle Biden'a devreden Trump dünya genelinde savaşların çıkmasında önemli bir rol oynadı.
2003 yılında Irak savaşından önce Amerika'nın savaşları genellikle dünyanın farklı noktalarına yapılan askeri çıkarmalar ile beraberdi. Bu dönemde geniş çaplı bombardımanlar, insanların öldürülmesi ve ülkelerin fiziki olarak yıkılması aracılığı ile savaşları yürütüyordu. Ancak Irak savaşı gibi masraflı bir askeri çıkarma Amerika'nın askeri stratejistlerini ve teorisyenlerini savaş metotlarını değiştirmeye ve bu alanda temel değişiklikler yapmaya yöneltti. Bu çerçevede Amerika yeni araçlara baş vurmaya başladı. Bu yeni yöntem doğrultusunda ekonomik savaş, hedef ülkelere yönelik geniş çaplı yaptırımlar, siber saldırılar ve vekalet savaşı yapabilecek güçlerin desteklenmesi ve dünyanın her köşesinde yerlilerin de katılımı ile savaşlar çıkarmak ana hatlar olarak ele alındı. Amerika'nın 21'inci yüzyıl savaş stratejisi çerçevesinde ekonomik yaptırımlar 20'inci yüzyılda bombardımanların savaş stratejilerindeki rolü oynamaya başladı. Ayrıca 21'inci yüzyılda Amerikalılar diğer bölgeleri işgal etmekten vazgeçti ve bunu siber savaş üzerinden yapmaya başladı.
Bu yüzden Trump Amerika silahlı kuvvetleri komutanı olarak sınır dışına askerlerin gönderilmesi talimatını veya geniş çaplı bombardıman talimatı çıkarmasa da seleflerine kıyasla çok daha fazla ekonomik savaş stratejisine ve yaptırım silahına baş vurdu ve bu stratejiyi maksimum bir şekilde hayata geçirdi.
Aynı zamanda iki kez Trump'ın savaş çığırtkanlığı ve karnesinde Suriye'nin iki kez içi boş bahaneler ile bombalanması, İran İslam Cumhuriyeti İslam İnkılabı Muhafızlar Ordusu Kudüs Kuvvetleri komutanı Korgeneral Kasım Süleymani'ye suikast talimatının ardından İran ile askeri karşılaşması göze çarpmaktadır. Buna ilaveten Trump İran aleyhinde de en ağır ekonomik savaşı körükledi. Öyle ki İran milletinin ilaç ve tıbbi cihaz ve malzemelere erişimi hem de Koronavirüs pandemisine rağmen engellendi. Trump hükümeti bu stratejinin ismini ise maksimum baskı koydu. Halbuki bu tavır kuşkusuz Amerika'nın İran'a dayattığı topyekun ekonomik savaşın bir parçası idi. Bu girişim ise Amerika'nın 21'inci yüzyıl savaş stratejisinin bir parçası idi.
American Conservative baş editörlerinden Daniel Larison ise " İran'a karşı ekonomik savaşı sonlandırın" başlıklı köşe yazısında şöyle yazdı:" Amerika güçlü olduğundan, uluslararası finans ve mali ağları etkin bir şekilde kontrol ederek, İran ile ticaret yapan yabancı kişiler, ülkeler ve şirketlere yönelik cezalandırmalar uygulayabilir. Şimdi de maksimum baskı sayesinde İran'ı ekonomik olarak kuşatmaya çalışmıştır. Öyle bir kuşatma ki uluslararası yasalara göre savaş suçu sayılmaktadır. "
Tabii ki Trump sırf İran, Kuzey Kore, Küba veya Çin ve Rusya'yı ekonomik savaşları ile hedef almamıştır. Washington'un Avrupalı ve Asyalı ortakları ve müttefikleri de Trump'ın dayattığı ekonomik savaşlardan payını almış ve hedef tahtasına oturtulmuştur. Bu yüzden Trump'ı da savaştalep biri olarak savaş çığırtkanları listesine almak mümkün.