ABD’nin BM geçici temsilcisi Richard Miles Güvenlik
Konseyi'ne bir mektup yazarak, Trump yönetiminin sözde tetik mekanizmasını
harekete geçirme ve İran'a yönelik tüm uluslararası yaptırımların otomatik
olarak yeniden başlatılması konusundaki iddiayı geri çekti. ABD attığı bir
diğer adımda eski ABD başkanı Donald Trump'ın New York'taki İranlı diplomatlara
yönelik kısıtlamaları hafifleteceğini ve gerilimleri azaltma yönünde
çabaladığını iddia etti. Ayrıca, üst düzey bir Amerikalı yetkili perşembe günü
yaptığı açıklamada, Avrupa Birliği'nin davet etmesi halinde ABD'nin İran'la
görüşmeye hazır olacağını söyledi. Daha önce, üst düzey bir AB yetkilisi,
İngiltere, Çin, Fransa, Almanya, Rusya ve ABD'nin de dahil olduğu Nükleer
Anlaşma tarafları arasında böyle bir toplantı yapmaya hazır olduğunu
söylemişti.
Görünüşte olumlu görünen bu adımlara rağmen, Washington hala
İran'a karşı bir baskı ve tehdit yaklaşımı izlemeye devam ediyor. Bu bağlamda,
ABD Dışişleri Bakanlığı ve Avrupa troykası (Almanya, Fransa ve İngiltere)
perşembe gecesi sanal bir toplantıdan sonra ortak bir açıklamada, ABD'nin Nükleer
anlaşmayı tek taraflı olarak ihlal etmesinden sonra İran'ın yasal işlemlerine
ilişkin endişelerini dile getirdi ve kendi ülkelerinin Nükleer Anlaşmaya karşı
yükümlülüklerini yerine getirmemesine değinmeden İran'ı, özellikle "Ek
Protokol'ün uygulanmasını askıya alma ve İran'daki UAEA denetimlerini
kısıtlama" konusunda daha fazla adım atmaktan kaçınmaya çağırıp İran'ın
nükleer tesislerini ziyaret eden Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu
müfettişlerine herhangi bir kısıtlama getirmenin "tehlikeli" olacağı
konusunda uyardılar.
ABD Başkanı Joe Biden, başkan seçilirse Nükleer anlaşmaya
döneceğine dair söz verdi. Ancak, hükümetinin kurulmasından yaklaşık bir ay
sonra, ABD bu konuda somut bir adım atmış değil. Biden'in şimdiye kadar
Trump'ın İran üzerindeki başarısız azami baskı kampanyasını sürdürdüğünü
vurgulayan Amerikalı siyasi uzman Joseph Cirincione, "Biden, rotasını
düzeltmesine kadar hayati bir nükleer anlaşmayı kaybetme tehlikesiyle karşı
karşıya." dedi. Şimdi İran'ın 23 Şubat'ta yürürlüğe girecek olan "Ek
Protokol'ün uygulanmasını askıya alma ve İran'daki UAEA denetimlerini
sınırlandırma" tehdidinin son tarihi yaklaştığına göre, Batılılar,
özellikle ABD sakat durumda ve İran'ın bazı tavizler vererek misilleme
tedbirleri alma kararlılığını zayıflatmaya çalışıyor. Biden yönetiminin perşembe günkü eylemleri
büyük ölçüde ABD'nin İran üzerindeki azami baskı politikasının başarısızlığı ve
İran halkının azami direnişinden kaynaklanıyordu. Mevcut durumda İran'a karşı
bir cephe içinde hareket eden Amerika ve Avrupalı ortaklarının umudu, İran'ın
ilkeli isteği olan ABD yaptırımlarının tümünün kalkması, doğrulanması ve
ardından nükleer anlaşma taahhütlerine geri dönmesini pratikte uygulamadan,
Tahran'ı misilleme eylemlerde bulunmaktan vazgeçmeye zorlamaktır. Ancak
Tahran'ın tutumu bu konuda sabit ve değişmezdir. İslam İnkılabı Lideri İmam
Hamanei, geçtiğimiz günlerde ABD'nin tüm yaptırımları sözlü veya kâğıt üzerinde
değil, uygulamada kaldırması halinde İran'ın yükümlülüklerine döneceğini ve
yaptırımların kaldırılmasının İran tarafından doğrulanmalı diye kaydetti. Bu
İslam Cumhuriyeti'nin kesin ve geri döndürülemez politikası ve tüm görevlilerin
ortak paydasıdır ve bundan hiç kimse sapmayacaktır. Ancak ABD, bazı ufak
tavizler vererek İran'ın ilkeli politikasından vaz geçeceğine inanıyor.