İran dışişleri bakanlığı Şehit Kasım Süleymani şehadetinin
yıldönümü arifesinde paylaştığı Tweet'te Amerika'nın gerçek mahiyetine
değinerek şöyle bir açıklamada bulundu:
"Bölgemiz, gerçek bir barış savaşçısını kaybetti. Bonn
konferansına destek vermekten, bölgeyi IŞİD'den kurtarmak yönündeki yılmaz
çabaları çerçevesinde, General Kasım
Süleymani Batı Asya'da istikrarı
sağlamak savaşında ve ötesinde eşsiz bir
rol ifa etti."
Amerika, General Süleymani'ye kalleşçe ve korkakça terör saldırısı düzenlemekle büyük
bir hata yaptı ve bölgedeki suçlarını örtbas edecek bir politika tasarlamakla
yeni bir kriz yaratmaya çalışıyor. Ancak bugün bölgedeki durum ile beraber
siyasi ve askeri denklemler değişti. Iraklı milletvekillerinin ülkeden ABD
askerlerinin çekilmesine vurgusu, ABD terör rejimine Irak'ta yeri olmadığı
görüşlerinin güçlü ve anlamlı olduğunu gösteriyor.
Amerika'da Savaşa Karşı Ulusal İttifak Koalisyonu üyesi Joe
Lombardo, IRNA haber ajansına verdiği röportajda, geçmiş ve şimdiki ABD
hükümetlerinin IŞİD'in oluşumunda ve suçlarında yer aldığına dair Kasım
Süleymani'nin sözlerini hatırlatarak şunları belirtti:
"Geçmişte Amerika terörist grupları desteklerdi. Önce
Afganistan'da Usame bin Ladin'i destekledi ve ardından bölgede bir kriz
yaratmak ve jeopolitik hedeflerini ilerletmek için terörist gruplar oluşturarak
bunu yapmaya çalıştılar."
Hiç şüphesiz, bir kriz yaratmak, ABD'nin bölgedeki
jeopolitik hedefleri ilerletme stratejisinin bir parçasıdır. Trump'ın başkanlığının
son günleri, ABD'nin bölgede hala yeni gerginlikler arayışında olup olmadığı
sorusunu gündeme taşınmıştır.
İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif Cuma günü
Kuveytli mevkidaşı ile yaptığı telefon görüşmesinde İslam Cumhuriyeti'nin dış
müdahaleden uzak kapsamlı istikrar ve güvenliği sağlama konusundaki görüşünü
açıklayarak Amerika'nın bölgedeki bazı şüpheli hareketlerine işaretle olası
maceracılıkların sonuçlarından Washington'un sorumlu olacağını söyledi.
Amerika geçtiğimiz haftalarda Fars Körfezi ve Umman
Denizi'ne gelişmiş silahlar konuşlandırmanın yanı sıra, son günlerde Fars
Körfezi üzerinde bir dizi uzun menzilli stratejik bombardıman uçaklarını da
havalandırmakla bazı kışkırtıcı askeri eylemlerde bulundu.
Tabii ki, bölgeyi ve dünya barışını baltalamak ve
propagandif amaçlar çerçevesinde hareket etmek ve de kamuoyunu ABD'deki seçim
yenilgisinden ve iç çekişmeden saptırmaktan başka seçeneği olmayan Amerikalılar
ve özellikle Trump'ın geleneği çerçevesinde önemli bir strateji olmuştur.
İran'ın Birleşmiş
Milletler Daimi Temsilciliği geçen hafta Güvenlik Konseyi Başkanı ve Birleşmiş
Milletler Genel Sekreteri'ne yazdığı bir mektupta, Tahran'ın halkını koruma,
güvenliğini, egemenliğini, toprak bütünlüğünü ve hayati çıkarlarını savunmaya
ilaveten İran'a yönelik herhangi bir tehdide veya kaba kuvvete kullanımına
kararlı bir şekilde karşılık verme konusundaki kararlılığını hafife alınmaması
gerektiğini vurguladı.
Trump yönetimi; aleni bir cinayette, bölgede terörle
mücadele ve barış sembolü olan şehit general Kasım Süleymani'ye suikast
düzenleyerek, karnesine silinmez bir kara leke yazdırdı. İran milleti ise bu
kalleş suikastı hiçbir zaman unutmayacaktır.
En iyisi Amerikalı
devlet adamları ve savaş yanlılarının artık yeni stratejik bir hata yapmamalarıdır.
Çünkü her türlü stratejik bir hata İran'ın sağlam ve sert tepkisine yol
açacaktır.