Ortadoğu'da uzun yıllardır görev yapan bir isim olan Brett
McGurk, eski ABD Başkanı Barack Obama tarafından 2015 yılında Irak ve Suriye’de
'IŞİD’e karşı mücadele için' Amerika liderliğinde oluşturulmuş uluslararası
koalisyonu koordine etmek için atanmıştı.
Bu süreçte Suriye’deki YPG’liler ile olan yakın ilişkileri
ve verdiği fotoğraflar, Ankara’nın tepkisini çekmişti. McGurk, aynı zaman
ABD’nin YPG ağırlıklı politikalarının da mimarı olarak gösteriliyor.
ABD Başkanı Donald Trump döneminde de bir süre bu görevi
yürüten McGurk, ABD yönetiminin,19 Aralık 2018'de Suriye'den çekilme kararı
almasının ardından istifa etmişti.
McGurk’ün görevden ayrıldıktan sonra Washington’daki
bağlantılarını kullanarak Türkiye aleyhine çalışmalarını sürdürdüğü de iddia ediliyordu.
Bu gelişmeler ışığında bakıldığında McGurk’ün bölgede
yeniden göreve atanmasının Ankara tarafından rahatsız edici bir durum olduğu da
belirtiliyor.
Sputnik’e değerlendirmelerde bulunan Terör ve Güvenlik
Uzmanı Abdullah Ağar da bu fikri savunanlar arasında yer alıyor.
'ABD, YPG/PKK'yı kullanmak isterken, YPG/PKK, ABD’yi
kullandı'
Ağar’a göre McGurk, hem ABD’nin YPG/PKK ile ilgili projenin
siyasi mimarlarından biri hem de tekrar Ortadoğu’ya atanması ABD’nin jeopolitik
bir tercihi.
ABD’nin ‘ben, süper güç olarak Türkiye’yi, YPG/PKK’yı ve
diğer figürleri eşzamanlı olarak kendi menfaatlerim doğrultusunda
kullanabilirim’ stratejisinin elinde patladığını ifade eden Ağar, “Bunu
yürütememelerinin bedelini de en ağır şekilde ABD ödedi” dedi.
Bu başarısız siyasetin altında McGurk’ün de rolü olduğunu
belirten Ağar, şu değerlendirmelerde bulundu:
“McGurk, Türkiye’ye karşı son derece ötekileştirici bir
tavırla devletler arasındaki hukuka çok uymayan bir refleks ile beraber süreci
yürüttü. Kibirli bir yaklaşımı vardı ve bunun bedelini de Türkiye’ye ödettiler.
Ama daha ağır bedeli de kendileri ödedi. McGurk’ün dâhil olduğu siyaset ve
stratejiler iddia ettikleri gibi etkili sonuç vermedi. Aksine DAEŞ ortadan
kalkmadı. ABD, YPG/PKK’yı kullanmak isterken YPG/PKK, ABD’yi kullandı. ABD,
Kerkük’le ilgili inisiyatiflerini kaybetti, bir diğer tarafıyla da Fırat’ın
doğusuna da Rusya girmeyi başardı. Bunu düşman olsa yapamazdı.”
Yeni süreçte neler olabilir?
Peki, McGurk’ün gelmesi ile yeni süreçte neler olabilir?
Ağar’ın bu konudaki görüşleri ise şöyle:
“Geçmişteki yaşananlardan ders çıkarıp projeyi revize
edebilirler, çünkü dünya hâkimiyeti ile ilgili bir riskle karşı karşıyalar. Bu
konuda Türkiye’nin önemi ve yerini görüp buna özgü siyaset ve strateji tercih
edebilirler. Suriye ve Irak’taki süreç olgunlaştı artık fiili parçalanma
süreçlerine geçebiliriz diyebilirler. İran’la ilgili yeni angajmanlar
geliştirerek bölgede başka türbülansların oluşmasına sebebiyet verebilirler.
Bunları zaman içerisinde hep beraber göreceğiz.”
'Bir terör devleti oluşumunu engelleyemedik'
“ABD, şu anda YPG/PKK’ya meşruiyet kazandırmaya uğraşıyor”
diyen Ağar, Türkiye’nin sınırındaki tehlikeye ve yapılması gerekene dair de
şunları kaydetti:
“Terör koridorunu engelledik. Ama bir terör devleti
oluşumunu engelleyemedik. Çünkü 40 bin kilometrekarelik alan içinde 130.000
YPG/PKK’lı var. Bu, büyük bir tehdit. Bu terör ordusu eninde sonunda Türkiye’yi
etkileyecek. Bunu nasıl engelleriz? YPG/PKK’nın Kürt etnik kimliği ile olan
bağını kopartmak gerekiyor. Menbiç’ten, Tel Rıfat’tan, Ayn-el Arap’tan,
Kamışlı’dan ve mümkünse de Haseke’den YPG/PKK’nın çıkarılması gerekiyor. Burada
Kürt etnik kimliğini istismar edecek başka yapıların da oluşmaması gerekiyor.”