RUSYA, ÇİN, İRAN, TÜRKİYE DÜŞMANI
Victoria Nuland, ABD Dışişleri’nde şahinlerin şahini olarak
bilinen görevlilerinden. Eşi Robert Kagan neo-conların en önemli
ideologlarından. Ukrayna’da 2014’teki turuncu darbenin mimarı olan Nuland,
gelişen dünyaya karşı eylemlerin pervasız savunucusu ve uygulamacısı olarak
biliniyor.
Dışişleri Bakanlığı’nda ilk dış görev yeri Çin olmakla
birlikte daha sonra uzun bir dönem Rusya uzmanı olarak
bakanlığın çeşitli birimlerinde çalıştı. 11 Eylül 2001’den sonra “üyelerden
birine yapılan saldırı hepsine yapılmış sayılır” şeklindeki NATO’nun
5. maddesinin tarihte ilk ve tek defa uygulaması olan Afganistan operasyonu
sırasında ABD’nin NATO Daimi Temsilci Yardımcısı idi. Obama’nın Başkanlık
döneminde, Eylül 2013’ten Ocak 2017’ye kadar Avrupa ve Avrasya İşlerinden
Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı olarak görev yaptı. Bu dönem Ukrayna’daki
turuncu darbeyi örgütledi ve Zelenski’yi işbaşına getiren süreci yönetti.
Biyografisinde yer alan “Irak’a Özgürlük Operasyonu
sırasında Türkiye’nin savunulması konularında yoğun bir şekilde çalıştı” bölümü
ile ilgili ayrıntı yok fakat ABD’nin Türkiye’nin savunmasını nasıl (!)
desteklediği dikkate alınırsa, Nuland’ın bu konuda neler yaptığını kestirmek
zor değil. Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) müellifi olan neo-con/siyonist
ekibin beyinleriyle içli dışlı ilişkisi, Nuland’ın bu projede ana hedeflerden
biri olan Türkiye ile ilgili faaliyetlerini anlamak için yeterli. 2005’te, Irak
işgalinin asıl mimarı olan ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney’in dış politika
danışmanlarından olan Nuland, o tarihten itibaren projenin öne çıkan popüler
temsilcilerinden olmasa da sahadaki en azılı uygulamacılarından biriydi.
Dolayısıyla, BOP stratejisinin odağında yer alan İkinci İsrail projesinin
gereği olan, Irak işgali, Suriye operasyonu, önce DEAŞ’ın imal edilmesi, sonra
DEAŞ’a karşı PKK’nın desteklenmesi gibi politikaları hayata geçiren önemli
görevlilerden biri oldu.
BU DAHA BAŞLANGIÇ
Diplomasi koridorlarında sürpriz bir gelişme olarak
nitelenen Nuland’ın emeklilik kararının arkasında neyin olduğunu henüz
bilmiyoruz. Ama, Rusya’nın Ukrayna’ya müdahale operasyonun 2 yılını
doldurmasının ardından Nuland’ın sahneden çekilme kararı alması, mensubu olduğu
neo-con/siyonist karargâh için önemli bir mevzi kaybı anlamına geliyor.
‘Şahin’ Nuland’ın emeklilik dilekçesinin hangi şartlarda
gündeme geldiğine bakınca bu açıkça görülecektir. ABD, Rusya’ya yönelik tarihin
en ağır yaptırımlarını uygulamasına, Ukrayna’ya tonlarca silah, cephane,
binlerce asker yığmasına rağmen Moskova’yı geriletemedi, tam tersine 2 yılın
sonunda daha zayıf bir Kiev yönetimi var. Moskova’nın savaşın başlangıcında
açıkladığı hedeflerin büyük kısmına ulaştığı, bir kısmını da sonuçlandırmaya
daha yakın olduğu şartlar söz konusu. Dahası, ABD’nin, Rusya ve Çin’e karşı
konuşlanmayı dayattığı Avrupa’da sosyal ve ekonomik istikrasızlıkların uç
verdiği, buna bağlı olarak ABD politikalarına daha fazla itirazın yükseldiği
bir tablo ortaya çıkmış durumda. Gazze’de 5 aydır devam eden savaşta
neocon/siyonist karargâhın amaçladığının tam tersi şekilde, ABD ve İsrail’in
dünyada yalnızlaştığı bir manzaranın ortaya çıkması da cabası.
Sonuç olarak, ABD’de müdahale yanlılarının daha fazla güç
kaybedeceği şartların oluştuğu görülüyor. Önümüzdeki dönemde, neo-con/siyonist
sembol kişilerinden Nuland’ın emeklilik kararına benzer gelişmelerin artacağını
öngörmek mümkün.
aydınlık