Erdoğan'ın, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun
'FETÖ'nün siyasi ayağı' ile ilgili sorduğu 7 soruya yanıt vermediğini belirten
Altay, "Kendisine sorduğumuz 7 soruyu cevapladığı anda bizim için FETÖ’nün
siyasi ayağı tartışması bitecektir" diye konuştu.
Bu tartışmayı ısrarla sürdürenin kendileri olmadığını ifade
eden Altay, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 28 Aralık 2018'den bu yana
bunu üç kez gündeme getirdiğini ve 'siyasi ayak ortaya çıkarılsın diye feryat
ettiğini' dile getirdi.
'2004'te önüne konulan MGK kararlarını niye görmedin?'
Erdoğan'ın 'FETÖ ile 2010'dan beri mücadele ettiğini'
söylediğini aktaran Altay, şöyle konuştu:
"2010 referandumunda adeta kol kola çalıştılar. MİT
Müsteşarı'na operasyon yapılmak istendikten sonra Mayıs 2013'te Pensilvanya'ya
hangi çok önemli devlet adamını ve hangi çok önemli siyasetçiyi gönderdi ve
niye gönderdi? Peki 2004'te önüne konulan MGK kararlarını niye görmedin?
Erdoğan'ın bir bakanının 'Daha 4.5 yıl birlikte yol yürümemiz lazım' ifadesi
orta yerdeyken, bu bakanla ilgili ne yaptın? 17-25 Aralık'tan sonra FETÖ'nün
gerçek yüzünü gördüğünü varsayarsak, geçtik diğerlerini, sayın Fehmi Koru'yu
apar topar hemen Pensilvanya'ya göndermekten muradın neydi? Erdoğan'ın FETÖ ile
kesin ayrışması 15 Temmuz saat 18.00'dir. Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişiminden
önce FETÖ'nün bütün girişimlerine rağmen arayı iyi tutmak için elinden gelen
her şeyi yapmıştır."
Bu konuda samimi olduklarını belirten Altay, TBMM'de
FETÖ'nün siyasi ayağıyla ilgili araştırma komisyonu kurulması taleplerini
anımsattı.
'Yargının siyasallaşmasının acı, kötü bir örneği'
Osman Kavala'nın Gezi olayları davasında beraat etmesi ve
tahliyesinin ardından 15 Temmuz soruşturması kapsamında gözaltına alınmasıyla
ilgili bir soru üzerine Altay, "Kararın hukuki hiçbir yanı
olmadığını" söyledi.
Altay, "Dün sözcüsü 'Mahkeme kararı' demişti, bugün
Erdoğan mahkeme kararına 'Manevra' diyor. Buna 'Manevra' derseniz, 'Ben de
ileride bir gün HSYK Başkanvekili olurum' diyen çok sayıda savcı harekete
geçer. Bunu talimat gibi algılar. Nitekim öyle olmuştur" dedi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı'nın yargının
siyasallaşmasının acı, kötü bir örneğini yaşattığını öne süren Altay,
"Bundan üzüntü duyuyoruz. Gezi davasının da Ergenekon ve Balyoz davaları
gibi mizansen ve kumpas davası olduğu da böylece ortaya çıktı. Erdoğan'ın
Kavala ile ilgili belli ki özelde bir husumeti var" ifadelerini kullandı.
'İş Bankası ile ilgili tartışmaya girmeyi lüzumsuz bir iş
olarak görüyoruz'
İş Bankasında CHP'nin temsil ettiği hisselerin Hazine'ye
devriyle ilgili tartışmalara ilişkin bir soru üzerine Altay, "Geçmişte, tek
adam yönetimlerinde ve darbe dönemlerinde Atatürk'ün vasiyeti, Anayasa'ya
aykırı şekilde çiğnenmiştir. Ama Türkiye normalleştiğinde, hukuk devleti
işlemeye başladığında Atatürk'ün vasiyeti gereği yerine getirilmiştir. Orta
yerde bu Anayasa varken, bu bundan sonra da böyle olacaktır"
değerlendirmesinde bulundu.
"Atatürk'ün vasiyetini çiğneyerek bir bankaya çökme
operasyonunun en çok Erdoğan'a, AK Parti'ye ve ekonomiye zarar vereceğini Sayın
Erdoğan benden iyi biliyordur" diyen Altay, "Dolayısıyla İş Bankası
ile ilgili bir tartışmaya girmeyi lüzumsuz bir iş olarak görüyoruz. Böyle bir
şeyin olması mümkün değil. '12 Eylül 1980 darbesinde olduğu gibi bir dönem,
Türkiye'de vardır' deniliyorsa, ona bir şey diyemem, demokrasinin gelmesini
beklerim" ifadelerini kullandı.
'CHP'nin varlığında seçilmiş Cumhurbaşkanını kimse oradan
indiremez'
Altay, 'darbe söylentileri' ile ilgili bir başka soru
üzerine de şunları söyledi:
"Darbe söylentileri, Erdoğan'ın kaybettiği kamuoyu
desteğini yeniden toparlamak için, mağrur Erdoğan'ı mağdur gösterme gayreti
olabilir. Çünkü bu söylenti en çok Erdoğan'ın işine yarar. Ya da işler çok kötü
olduğu için Cumhur İttifakı darbe paranoyasına tutulmuş olabilir. Buna gerek
yok. Çünkü Türkiye'de darbeler dönemi kapanmıştır. Kimse darbe yapmayı aklından
geçirmesin. Erdoğan, bir darbeyle oradan inmeyecektir, inemez. Böyle bir şeye
tevessül edilirse, önce CHP o girişim karşısında görevini yapar, göğsünü siper
eder. Elbette Erdoğan oradan inecek. İnşallah en kısa süre içinde yapılmasını
beklediğim seçimlerde, sandık marifetiyle Erdoğan oradan inecek. CHP'nin
varlığında seçilmiş Cumhurbaşkanını kimse oradan indiremez. Buna gücü yetecek
tank, top henüz icat edilmemiştir."