İran'dan Siyonist İsrail'in Sahte Caydırıcılığına Büyük Darbe

GİRİŞ: 02.05.2024 21:52      GÜNCELLEME: 02.05.2024 21:52
Rasthaber -  Amerikan dergisi Foreign Policy'nin haberinde, Siyonist rejimin ‘caydırıcılığını’ yeniden sağlamadaki başarısızlığına dikkat çekilerek, İran, Lübnan ve Gazze'nin İsrail'in caydırıcılığını yok ettiğini vurguladı.

Bu Amerikan dergisi İsrail'in caydırıcılık teorisi üzerinden ve hiçbir tarafın onu hedef alamayacağını öne sürerek bölgede birçok hesap yaptığını  ve caydırıcılık kavramı da İsrail rejiminin kuruluşundan bu yana güvenlik stratejisine her zaman hakim olduğunu hatta İsrail Başbakanı Ariel Şaron, "İsrail'in ana silahı caydırıcılıktır, o da İsrail korkusudur" dediğini işaret etti. Ayrıca İsrail'in eski Savaş Bakanı Moşe Dayan’ın da bir konuşmasında İsrail'in caydırıcılığına değindiğini ve "İsrail, kimsenin zarar vermeye cesaret edemeyeceği kuduz ve tehlikeli bir köpek olarak görülmelidir" ifadelerini kullandığını belirtti.

İsrail'in yok edilen caydırıcılığını yeniden tesis edememesi

Foreign Policy söz konusu raporunda şunları ekledi: Buna göre İsrail, 7 Ekim 2023 Aksa Tufanı operasyonu sonrasında caydırıcı gücünü yeniden tesis etmesi gereken bir duruma düşmüştü; öyle ki  İsrail'in Mayıs 2000'de Lübnan'dan çekilmesinin ardından kaybedilen güçtü bu. Ancak İsrail'in Gazze'deki savaşının başarısızlıkla sonuçlandığını, İsrail'in tüm askeri gücünü göstermesine rağmen caydırıcılığını sağlayamadığını gördük.

Bu raporun devamında ise şu ifadelere yer verildi: İsrail'in caydırıcılığını yeniden tesis edememesinin temel nedeni, Hamas'a karşı büyük bir askeri zafer kazanmaktan ve bu harekete darbe indirmekten hâlâ uzak olmasıdır. Öte yandan İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ne yönelik kara saldırıları uluslararası alanda sert kınamalarla karşı karşıya kalırken, Filistin direniş unsurlarının İsrail ordusunun kara kuvvetlerine verdiği zarar endişe verici ve oldukça yüksek. Bu konu da İsrail ordusunun kara kuvvetlerinin zayıflığına ilişkin endişeleri artırmış durumda.

İsrail'in caydırıcılığı Hizbullah'ın ayaklarının altında

Amerikan dergisi Foreign Policy, Hizbullah'ın Aksa Tufanı operasyonuyla Siyonist orduya karşı verdiği mücadeledeki performansına dikkat çekerek; İsrail’in, gücünün mesajını düşmanlarına, özellikle de Hizbullah'a aktaramadığını ve olayların tam tersi yönde geliştiğini vurgulayarak bunun tam olarak İsrail'in zayıflığı ve caydırıcılığının erozyona uğradığı alan olduğunu ifade etti.

Bu makaleye göre Hizbullah ve İsrail, Gazze savaşının başlangıcından bu yana Lübnan ve İsrail (İşgal Altındaki Filistin) sınırlarında doğrudan çatışma halinde ve Hizbullah, Filistinlileri desteklemeye ve çatışmaları yönetmeye kararlı olduğunu kanıtladı. Ayrıca Hizbullah, İsrail ordusunun kara kuvvetlerinin büyük bir kısmını İsrail'in kuzeyinde (işgal altındaki Filistin) tutmayı başardı ve tam ölçekli bir savaşa girmeden bu durumu devam ettirdi.

Söz konusu Amerikan dergisi şöyle devam etti: Ayrıca Hizbullah, Litani Nehri'nin kuzeyine çekilmek yerine 80.000 İsrailli yerleşimciyi kuzey cephesinden kaçmaya zorladı ve bu yerleşim yerleri boşaltıldı. Hizbullah da İsrail içinde bir tampon bölge (İşgal Altındaki Filistin) oluşturarak kendi denklemini dayattı ve İsrail'i kendi cephesinde bir güvenlik kuşağı oluşturmaya zorladı. Aslında Hizbullah, kendi şartlarını ve denklemini dayatarak İsrail'in caydırıcılığıyla ciddi şekilde alay etmiş, hatta İsrail Ordusu Yedek General Gershon Hacohen'in ordunun kuzey cephesindeki performansını utanç verici olarak tanımlamasına neden olmuştur. Hacohen, şu anda çatışmanın durdurulup durdurulmayacağına karar verenin aslında Hizbullah olduğunu söyledi.

İsrail'in sahte caydırıcılığına İran'dan büyük darbe

Foreign Policy dergisi ayrıca İran İslam Cumhuriyeti'nin işgal altındaki topraklarda Siyonist rejime karşı misilleme operasyonlarına dikkat çekti ve şunları yazdı: İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise Şam'daki İran konsolosluğunu hedef alarak baskıyı artırmaya ve güç gösterisi yapmaya çalıştı. Ayrıca İsrail'in cezasız kalmaya devam edeceğini ve bu saldırganlığa cevap verilmeyeceğini düşünüyordu ama tam tersi oldu.

Foreign Policy İsrail'in İran'ın misilleme operasyonlarına verdiği tepkinin oldukça hayal kırıklığı yarattığını ifade etti: ‘Hem nitelik hem de güç gösterisi açısından öyle başarısızdı ki Netanyahu kabinesinin İç Güvenlik Bakanı Itmar Bengvır bile İsrail'in bu tepkisini gülünç olarak nitelendirdi. Bu arada İran, İsrail'e yönelik operasyonun mesajını Birleşmiş Milletler dahil çeşitli kanallardan iletmeyi başardı.

Bu raporun sonunda ise şunlar yer aldı: Onlarca yıl sonra, İsrail'in stratejik doktrini olan "eşsiz caydırıcılık" kavramının ya da Şaron'un "bölgenin İsrail korkusu" olarak tanımladığı şeyin yok olup gittiğini görüyoruz. İran'ın insansız hava araçları ve füzelerinin İsrail (İşgal Altındaki Filistin) üzerinde uçmasından sonra İsrail artık "bölgenin İsrail korkusu" kavramını sürdüremez. Genel olarak açık olan nokta, İsrail'in güvenliğini yeniden tesis etme girişiminin başarılı olmadığıdır.

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM