1- İsrail denilen toplama/sahte halk rejiminin Batı'nın ve
bölgedeki bazı İslam ülkelerinin desteği olmadan hayatını sürdüremeyeceği
kanıtlanmış oldu.
2- Filistin'in işgalcisi rejim medya imparatorluğunun bunca
telkin ve manipülasyonlarına rağmen askeri açıdan da pohpohlandığı gibi güçlü
değilmiş. Aksa Tufanı operasyonu üzerinden yedi ay geçmesine rağmen katliam ve
soykırım dışında askeri hiçbir hedefine ulaşamamıştır.
3- Siyonist rejimin kendisini savunmadaki zaafı ve acziyeti
de ortaya çıkmış oldu. İran'ın "Gerçek Vaat" operasyonu bu gerçeği
gözler önüne serdi. Başta ABD, İngiltere ve Fransa olmak üzere tüm NATO
ülkelerinin her türlü elektronik/siber, hava savunma üsleri ve modern
uçaklarını seferber etmelerine rağmen İran SİHA’ları, balistik ve seyir
füzelerinin İsrail savunma hatlarına girmeyi başarması ve en stratejik üstlere
ulaşması bunun en bariz kanıtıdır.
4- İsrail sahte rejimini korumayı görev olarak gören Batı ve
Batı'nın savaş aparatı NATO, Direniş Cephesi karşısında denizlerde de bir
varlık gösterememiştir. Hürmüz Boğazı yakınlarında İsrail'e ait dev bir ticari
gemiye (200 Milyon Dolar değerinde) el konulması aslında Batı'ya ve bölgedeki
işbirlikçi rejimlere açık bir uyarıdır: Ayağınızı denk alın, şımarık fino
İsrail'i frenleyin aksi takdirde Hürmüz'den, Umman Denizinden ve Bab'ul
Mendep'ten bir tek varil petrol götüremezsiniz!
Yazının devamını okumak için linki tıklayınız: https://rasthaber.com/tr/haber/yazar-haberleri/bati-nin-yeni-komplo-plani-iki-devletli-cozum-133488