İran ile Pakistan arasındaki ilişkilerin altına konulan
dinamit ise her iki ülkede var olan Belucistan bölgesindeki etnik ve dinci
ayrılıkçı yapılar. Bu yapıların başında Belucistan Kurtuluş Ordusu ve Caysh
El-Adil-Junduallah (Adalet Ordusu, Allah’ın Askerleri) örgütleri yer alır.
Ülkemizdeki PKK ve Hüda-Par-Hizbullah örgütleri ile benzerliği
manidardır. Türkiye, İran, Irak ve Suriye’de “bağımsız bir Kürdistan için
silahlı ve siyasi mücadele” verdiğini iddia eden etnik kimlik ağırlıklı
propaganda yapan PKK/YPG ile DEM partisi ve Sünni ümmetçi kimliğe atıfta
bulunan Hüda-Par misali etnik kimliğini ön plana çıkartan Belucistan Kurtuluş
Ordusu ve Sünni ümmetçi kimliğini benimseyen Adalet Ordusu-Allah’ın Askerleri
de Afganistan, İran ve Pakistan’da “bağımsız bir Belucistan” için savaştığını
iddia etmektedir.
AYNI DÖNÜŞÜMÜ YAŞADILAR
Başka bir benzerlik ise PKK ve Belucistan Kurtuluş
Ordusu’nun geçirdiği evrimdedir. 1991 öncesi dönemde Marksist-Leninist ve
sosyalist fikir ve akımlardan etkilenen PKK, İsrail Siyonizm’ine karşı savaşan,
Filistin Kurtuluş Örgütü ile yakın münasebetler kuran ve Filistin davasını
“mazlum halkların direnişi” olarak görüyordu. Belucistan Kurtuluş Ordusu da PKK
gibi benzer söylem ve eylemler içindeydi. İran, Pakistan ve Afganistan’da
“birlikte devrim ve mevcut sistemi halkın çıkarına tanzim etmek” fikriyatından,
etnik kimlik siyasetini benimseme, merkezi devletten ayrılma ve en nihayet
yabancı devletlerin cephesinde kurtuluş mücadelesi veren örgütlere dönüşme
sürecini yaşadı. Bugün her iki örgüt geçmişte “zalim ve terör devleti” olarak
eleştirdikleri İsrail ile yoldaşlık yapmaktadır.
Dikkat çeken başka bir husus ise özellikle son dönemlerde
Belucilerin Kürtlerle akraba topluluk olduklarını, aynı dil familyasından
geldiklerini propaganda eden video ve makalelerin tedavüle sokulmasıdır.
Kürtlerle, Yahudilerin akraba ve kader birliği yapan iki toplum oldukları
iddiaları, İsrail ile Kürtlerin ortak düşmanlar tarafından tehdit edildikleri
bu sebeple iki taraf arasında dostluğun ve işbirliğinin “mazlum” Kürt halkının
kurtuluşu için elzem olduğunu propaganda eden çalışmalar revaçta. Belucilerin
kadim İsrail-i Yahudi topluluklar oldukları, İsrail’in bu mazlum halka sahip
çıkması gerektiği iddiaları yoğunlaştı.
Buna mukabil İran Belucistan ayrılıkçı terör örgütlerin
başta İsrail olmak üzere Batı istihbaratı tarafından korunduğunu, terör
örgütlerine yardımların akması için siyasi ve finans faaliyetlerine göz
yumulduğunu iddia ediyor. İsrail’e ilginç bir suçlama Pakistan hükümetine ve
muhalefete yakın medya tarafından da açıkça dillendiriliyor. Bu iddialara
binaen Pakistan’a bağlı Belucistan Eyaletindeki (Irak Kürdistan Eyaleti
misalidir) ayrılıkçı terör faaliyetlerin en önemli sponsoru İsrail. Belucistan
Eyaleti Eski Komünikasyon ve Çalışma Bakanı Beluculi Hyrbyair Marri, Beluci
Kurtuluş Ordusunun beyni ve Operasyon Komutanı olduğu iddia ediliyor, İsrail
Başbakanı Netanyahu’nun “bağımsız bir Kürdistan” destek açıklamasını “pozitif
bir adım” olarak değerlendirmişti.
NETANYAHU SAHİP ÇIKIYOR
Washington’da yaşayan Beluci mensubu gazeteci Ahmar
Mustikhan eski Belucistan Eyaleti Bakanı ve Belucistan Kurtuluş Ordusu beyni
Marri’nin manidar açıklamalarını İsrail’de yayımlanan Jerusalem Post
gazetesinde; “Kürtler Ortadoğu'da barış ve istikrar için çok önemli bir faktör
olduğu gibi, Belucilerin de Arap-Farisi Körfez, Orta Asya ve Orta Doğu arasında
yer alan bölgede barış ve istikrarın tesisi için gerekli bir faktördür.
Bağımsız bir Belucistan'ın İsrail de dahil olmak üzere tüm uluslarla diplomatik
ilişkilere sahip olacak ve sorumlu ve onurlu bir devlet olarak diğer barışsever
uluslarla birlikte dünyada barış ve istikrar için çabalayacak. Ayrıca Pakistan
atom gücüne dönüştüğü gün, dünyanın güvenliği için bir tehdit haline
geldi" dediğini aktardı. Belucistan Kurtuluş Ordusu, Netanyahu ve
İsrail’den Belucistan davasına Kürtlerin davasına sahip çıktıkları gibi sahip
çıkmasını ve birlikte çalışmayı talep ediyor.
PAKİSTAN’IN NÜKLEERE SAHİP OLMASINI İSTEMİYORLAR
İngiltere’de ikamet eden Beluci lider Ağa Mir Süleyman Davut
Han Ahmedzai Belucistan Kalat şehrinin 35. Han unvanına sahip. The Tower
dergisinden gazeteci Oren Kessler’e verdiği röportajda, “Dünya (Batı Dünyasını
kastediyor) İran’ın nükleer bir güç olmaması ve Pakistan’ın zayıf kalmasını
istiyor. Ben de bağımsızlık istiyorum. Belucistan Pakistan’da en seküler
bölgedir. İran ve Pakistan’ın siyasi İslam ideolojilerinden tiksinmektedir.
Birgün Tel Aviv’e gelmek isterim. İsrail'in desteğine dair somut bir kanıt
olmamasına rağmen Pakistan istihbaratı, İsrail'in Hindistan ve ABD ile birlikte
Gwadar limanını ele geçirmek ve hızla büyüyen ve uzmanların söylediğine göre
Pakistan'ın nükleer varlıklarını ortadan kaldırmak istediğine inanıyor…”
Devamında, “İsrail Devleti'ne yönelik Beluci sempatisinin
aksine, nükleer silahlara sahip Pakistan'daki dindar sağ, başarısız olan
devletin birçok sıkıntısının arkasında Siyonist bir komplo görme
alışkanlığında. Pakistan, yeryüzündeki en Yahudi karşıtı Müslüman ülkelerden
biri; Burada beş yaşındaki çocuklara bile Yahudilerin Müslümanların düşmanı
olduğu öğretiliyor. Burada şunu da belirtmekte fayda var ki, Pakistan Mayıs
1998'de Belucistan'ın Chagai bölgesinde nükleer denemelerini
gerçekleştirdiğinde, Pakistan İslamcıları ülkenin ticari başkenti Karaçi gibi
büyük şehirlerde sevinçle sokaklara döküldü. Ellerinde taşıdıkları nükleer
füzelerin maketleri üzerinde üç ülke ismi yazılıydı; İsrail, Hindistan ve ABD”
demişti.
HİNDİSTAN-PAKİSTAN DOSTLUĞUNU ENGELLEME
Bu çevrelerde ve sırtlarını dayadıkları devletlerde mevcut
olan Pakistan rahatsızlığının arkasında üç önemli ana sebep var; Rusya ve
Çin’in üzerinde çalıştığı ve bitirmek istediği, BRICS üyesi ama yanı zamanda
İsrail ve ABD ile ilişkilerini sağlam tutan Hindistan ile Pakistan arasındaki
dostluğu önlemek, Pakistan-Çin arasındaki stratejik işbirliğini baltalamak,
Çin’in Pakistan Gwadar serbest ticaret bölgesi üzerinden Hürmüz Boğazına,
Umman-Yemen denizine ve Kızıl Denize inmesini engellemek ve en önemlisi Pakistan-İran
arasındaki nükleer ve özellikle doğalgaz sahasındaki enerji çalışmalarını
sekteye uğratmak.
ÇİNLİLERİ HEDEF ALAN TERÖR EYLEMLERİ
Dikkate değer bir husus ve benzerlik burada da
görülmektedir; Ayrılıkçı etnik ve dinci-mezhepçi Belucistan Kurtuluş Ordusu ve
Adalet Ordusu (Jindulah) örgütleri bu amaçların tahakkuk etmesi için çok önemli
bir silah. Pakistan ve İran ordusu silahlı kuvvetleri, polisi, devlet erkânını,
bilim adamlarını hedef alan terör eylemleri, Çinli mühendisleri, işçileri de
kapsamaya başladı. İran-Pakistan doğalgaz boru hatlarını, Çin-Pakistan
arasındaki demiryollarını, ticaretini hedef alan terör eylemlerinde de ciddi bir
artış görülüyor. Uyuşturucu ticareti, silah ve insan kaçakçılığı, işkence,
mallarına el koyma, tecavüz, tehdit, şantaj ve terör “Pakistan veya İran
işbirlikçisi”, “Çin ajanı” ithamlarıyla kendilerine destek vermeyen Belucileri
de kapsamaktadır.
Türkiye, Suriye, İran ve Irak’ta da benzer ayrılıkçı etnik
ve dinci-mezhepçi örgütler aynı amaçlar için kullanılmaktadır. Hz. Ali’nin;
“Doğru söylerler ama batıl (şer) amaçlarlar” sözüne uygun olarak Kürdistan ve
Belucistan’ın hazin öyküsüdür. Maalesef haklı taleplerle ortaya çıkan yapılar
savrulduklarında Siyonizm ve emperyalizmin piyonlarına dönüşüyorlar. Ama
birilerini rahatsız etse de hakkı teslim edelim; Bu örgütlerin savrulmasında ev
sahiplerinin de suçu ve günahı az değil. Emperyalizmin maşası hükümetler
ötekileştirerek, zulüm ederek, milletin asli unsurları olan, farklılıklarıyla
zenginlik katanları düşman ve güvenilmez ad ederek önce Millet bünyesinden
kopardı ardından kendilerine bir millet tuzağı kuruldu. Hem asli parçası
oldukları millete hem de kendi parçalarına zarar veren, ihanet eden unsurlara
dönüştü.
aydınlık