İran resmi haber ajansı İRNA’da çıkan bir makalede İsrail’e
yapılan operasyonun amacına ve sonrasına dikkat çekildi. “İran, ‘şaka yapılacak
bir güç olmadığı ve bu ülkenin sabrının zayıflık nedeni olarak görülmemesi
gerektiği’ mesajını çok iyi verdi.” denilen makalede, “Bu konunun daha iyi
anlaşılması için, örneğin Siyonist rejimin Suriye'deki operasyonlarının aslında
‘İsrail'in etrafında silahlı zincirlerin oluşmasını durdurmak’ gibi stratejik
bir hedefe ulaşmak için yapıldığını belirtmek gerekir.” ifadelerine yer
verildi.
Makalede operasyonun ilk adımında, İran'ın aklında bir güç
gösterisi hedefi olduğu aktarılıyor. O hedef şu ifadelerle özetleniyor: “Bu
saldırı daha çok, çok küçük ve eski bir güç dalgası ve füze ve insansız hava
araçları cephaneliğiyle, ABD, İsrail, Fransa, İngiltere ve Ürdün'ün ortak
savunma çabalarının bariyerini kolayca aşabileceğini ve kendisini Kudüs, Negev,
Tel Aviv veya Hayfa'ya çevirebileceğini göstermek için bir güç gösterisiydi.”
Bu koşullar altında İsrail'in, havadan yakıt ikmali ve Suudi
Arabistan hava sahasını kullanmadan İran'ın derinliklerindeki stratejik
hedefleri vurmasının (imkansız değilse bile) çok zor olduğu belirtilen makalede
şu ifadeler kullanıldı: “Bu operasyonda kullanılan toplam mühimmat sayısının
(hem balistik, hem seyir, hem İHA hem de tuzak) 100 ya da 150'ye ulaşması pek
olası değildir. Özellikle saldırının neredeyse tek dalga halinde
gerçekleştirilmesi ve ilgili savunma sistemlerinin doygunluğu nedeniyle, saldırının
ikinci veya üçüncü bir dalgası olsaydı, hasar miktarı önemli ölçüde artacaktı.
Sonuç olarak, İran için bu operasyonun gösteri yönü stratejik yönünden bile çok
daha fazla ön plana çıkmış görünüyor.”
Makalede “Ancak stratejik düzeyde, belki de yargıların çoğu
İran'ın daha sınırlı bir karşılık vereceği ve "İsrail tarafından resmi
olarak tanınmayan topraklarda olacağı gerçeğine dayanıyordu.” yorumuna yer
verildi.
“Yine de bu askeri çatışmanın makro düzeyindeki karar verici
organ, İsrail'in (hem iç çatışmalardan hem de Gazze Şeridi'ndeki çatışmadan
kaynaklanan stratejik baskı nedeniyle) İran konsolosluğuna saldırmaktan daha
ciddi bir kumar oynayabileceği sonucuna varmış gibi görünüyor.” değerlendirmesi
yapılan makalede sonuç olarak İran’ın, "sen deliysen ben senden daha
deliyim" mesajıyla stratejik gerilim seviyesini bir basamak daha
yükselttiği belirtildi.
Makalede ayrıca şu tespit yapılıyor: “Sonuç olarak, İsrail
ve ABD'nin bu saldırının medya boyutunu sınırlama çabası ve Amerikalıların
çatışmaya katılmak istemedikleri yönündeki açıklamaları dikkate alındığında,
İsrail'in İran'a eşit bir karşılık vermek istemesi ya da verebilmesi pek mümkün
görülmüyor.” Makalede İsrail’in Suriye, Lübnan, Irak ve hatta İran'ın batı
bölgelerinde operasyonlara ve çılgın kumarlara giriştiği belirtilerek, “Bu konu
İsrail'i kaybedecek bir pozisyona sokacaktır. İsrail ile İran arasındaki bu
çatışmanın başlatıcısı İsrail’dir. Bu yüzden İran’ın eylemi bir saldırı eylemi
değil, savunma eylemidir.” ifadelerine yer verildi.
Makalede, İran’ın İsrail’e yaptığı hamlenin operasyonel
açıdan bakıldığında büyük çaplı bir operasyon sayılmayacağı belirtildi. Ancak
İran topraklarından İsrail'i hedef almanın İran'ın ulaştığı en büyük hedef
olduğu vurgulandı. İsraillilerin operasyonun sona ermesinin hemen ardından
zarar gören mevzileri yeniden inşa etmekle meşgul olduğu aksi takdirde İran'ın
füze operasyonlarına ilişkin görüntülerin “askeri sansür bariyerini” aşmasının
bu kadar uzun sürmeyeceği belirtildi.
Makalede bu operasyonun güç gösterisi ve tehdit oluşturma
amacı taşıdığını bunun da amacına ulaştığı kaydedildi.
“Belki bu operasyon birkaç savaş uçağının yerde imha
edilmesine yol açsaydı (bunun olup olmadığını hala bilmiyoruz, ancak vurulma
korkusuyla yerde bir savaş uçağı bırakmaları pek olası değil), bu operasyonun
stratejik başarı yüzdesi artacaktı.” ifadelerine yer verilen makalede, “Ancak
İsrail, Amerika, İngiltere ve Fransa'nın aştığı bariyere karşı savunma yapan
füzeler göz önüne alındığında, bu operasyon İran için başarılı bir stratejik
operasyon olarak değerlendirilmelidir.” dendi.
İKİ ÖNEMLİ NOKTA
Makalede son olarak operasyonların sonrasına dair iki
çıkarım yapılıyor.
Bu operasyonun İsrail'in Suriye'deki İran hedeflerine
yönelik saldırılarının durmasına yol açması pek olası değil. Çünkü İran'ın
İsrail etrafındaki varlığı, temelde Suriye'deki saldırılardan başka başa çıkma
yolu olmayan İsrail için stratejik bir tehlike olarak görülüyor. İsrail en
azından bu saldırılarla çevresine silah ve silahlı güç aktarma sürecini
yavaşlatacağını ve Aksa Tufanı Operasyonu gibi olayları azaltma ihtimalini
umuyor.
İran'ın Siyonist rejime verdiği yanıt, bazen İran'la denge
ya da eşitlik yanılsamasına kapılabilecek bazı komşu ülkelere açık ve net bir
mesajdır. İran'ın hava-uzay kuvvetleri, dünyanın en iyi savunmalarının
koordineli kombinasyonunu aşma yeteneğine sahip olduklarını ve ilk yöntemle
istedikleri herhangi bir yerin derinliğindeki çeşitli ve farklı hedefleri vurma
yeteneğine sahip olduklarını iyi bir şekilde göstermiştir./aydınlık